Le Million (1931) – René Clair

Le Million (1931) – René Clair

Share Button

Paris’in bir çatı katında başlayan, oradan apartman sakinlerinin, polisin, hırsızların ve opera sanatçılarının katıldığı bir kovalamacaya dönüşen René Clair’in güldürüsü Le Million (Milyon), izleyiciyi müzikal bir komediye ortak ederek başladığı yerde, çatı katında sonlanır. Clair’in dönemin şartlarının çok üstünde teknik bir başarı ve yüksek bir tempo ile yönettiği film ayrıca romantik komedi janrının erken döneminin etkin örneklerinden birisidir.

Borç batağındaki yoksul ressam Michel’in başı alacaklılar ile derttedir. Günlerini arkadaşı Prosper ile birlikte alacaklılara bahaneler uydurup kaçmakla geçirmektedir. Kapı komşusu olan Beatrice ile nişanlı olan ancak diğer taraftan resmini yaptığı Wanda ile de flört eden Michel’in talihi, satın aldığı piyango biletine büyük ikramiye vurması ile değişir. Ancak küçük bir sorun vardır: Bilet Michel’in eski bir ceketindedir ve Beatrice ceketi polisten kaçan Tulipe’e vermiştir. Michel ve Prosper biletin peşine düşerler, bu sırada alacaklılar da doğru söylediğini ispat etmesi için bileti görmek istemektedirler.

Le Million’un zincirleme işleyen karışıklıklar silsilesi ile akan komedi hikâyesi basit bir düzleme oturtulmuştur: Michel ceketin peşinde koşarken ceket de sürekli el değiştirir. Arka planda durum komedisi, kavgalar ve tekrar filizlenen bir aşk hikâyesi izleriz. İlgi çekici olan Clair’in kamerasının Paris’in sokaklarına olan hâkimiyetidir. Clair bir yandan fantezi bir öykü anlatırken diğer taraftan sıradan insanları ekrana taşır. Michel’i ceketin peşine, izleyiciyi de Michel’in peşine takan Clair; alaycı bir üslup takınarak kovalamacayı Paris’in köhne apartmanlarına, sokaklarına taşır.

René Clair’in sokaktan beslenen komedileri

Le Million’un alaycı ama sokağın dilini iyi yansıtan tonunu yönetmenin önceki filmlerinde de görmek mümkündür. Paris Qui Dort’de (Uyuyan Paris, 1923) çılgın bir bilim adamı Paris’te yaşayan insanları özel bir ışınla uyutuyordu. Film, bu ışından etkilenmeyen ve Eyfel Kulesi’nde yaşayan Henri Rollan ile daha yeni uçaktan inmiş bir grup insanın Paris sokaklarında dolaşmalarını anlatıyordu. Sinematografisi ile göz dolduran bu kısa film, yönetmenin daha ilk filmlerinde bile sokaktaki sıradan insanları ekrana taşıdığını gösteriyordu. Güldürünün daha belirgin olduğu, eleştirel ögeler de taşıyan Un Chapeau de Paille d’Italie’de (İtalyan Hasır Şapkası, 1927) de Le Million gibi kovalamacalar merkezdeydi. René Clair’in önemli filmlerinden olan Sous les Toits de Paris (Paris Damları Altında, 1930) müzikal bir aşk öyküsüydü. Sıradan bir sokak şarkıcısının çevresinde şekillenen filmde Clair, Paris’in ışıltılı bir kentten fazlası olduğunu göstermektedir.

Sinemaya oyunculuk ile başlayan René Clair ilk yönetmenlik denemelerinde dönemin öncü akımlardan etkilenmişti. Filmlerinde optik oyunlar göze çarpmaktaydı. Clair için teknik, sadece iyi film yapmak için değil anlatı için de her zaman önemli olmuştur. Perspektif yanılsamaları, maketler ve türlü sinema hileleri kullanarak etkileyici planlar elde eden yönetmen, özellikle şehir ve çatılar üzerinde yaptığı kaydırmalar ile bugün bile etkileyici sonuçlar elde etmiştir. Le Million’un açılış sahnesi bu açıdan oldukça önemlidir. Filmin sessiz sinemaya göz kırpan anları, müzikal kısımlarının filme yaratıcı eklemlenmesi gibi teknik başarıları da Le Million’u değerli kılmaktadır.

twitter.com/gok_gkhn

, , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir