- İkinci Şans, konu olarak yavan duran, bildik düsturlara değinen bir film. Ancak, gişe savaşları içerisinde konusunun ne anlattığından bir haber, güldürmek isterken “başkası adına utanmayı” yaşatan filmlerden olmayıp daha ele avuca sığan bir yanı bulunmakta. Özcan Deniz’in sinema serüveni içerisinde ilerlediği süreç içerisinde ilerleme kaydettiği bir film olarak nitelendirilebilir.
Özcan Deniz’in yazıp yönettiği ve başrolünü Nurgül Yeşilçay ile paylaştığı İkinci Şans, birbirinden farklı iki insanın “aşk” ile buluşmalarını anlatan romantik dram formunda bir film. Matematik öğretmeni Yasemin ve gurme Cemal’i anlatan film, çekildi çekilecek vizyona girdi girecek derken nihayet izleyici ile buluştu. Kendinden önce lafı gelen cinsinden filme dair tüm bilgilere sahip olduk.
Film, bir aşk filmi. Aşk filmi çerçevesinde insanların kendini sorguladığı, hayatları içerisinde yaptıkları yanlışları bir daha yapmamaları adına ince eleyip sıkı dokudukları süreçlerini anlatma çabasında. Konuyu ele alınış biçimi ise “Amerika’yı yeniden keşfetmenin ne anlamı var” denilerek klişe bir şekilde ele alınmış: Aşk ve kadın erkek ilişkileri; son dönemde sıklıkla tekrarlanan ama içi doldurulamayan güçlü kadın imajı, “ıssız adam” düsturunu devam ettiren erkekler….
Klişelere gömülme mevsimi gelmiş. Kasım ayının sonunda “Kasımda Aşk Başkadır” düsturundan yola çıkarak, “aşkın her halinden” ateşli olan seçilip nefret ile birlikte uygulanır. Buradan da aşka geçiş yaşanır. Kadın ve erkek anot ve katotlardır. Zıtlık birbirini çeker ile ilerleyip zıtlığa insan içinde kişilik ve karakter imgelemleriyle renk katılır. Ve evet nefret bunun zıtlaşması ve çekim ise aşkı doğurur. Kimyasal açıklamasının bile olabileceği bu durum yüzyıllardır süregelir ve yaşanmışlıkları irdeleyen sinemaya da konu olur. Ve bu konu tükenmek bilmez.
İkinci Şans, konu olarak yavan duran, bildik düsturlara değinen bir film. Ancak, gişe savaşları içerisinde konusunun ne anlattığından bir haber, güldürmek isterken “başkası adına utanmayı” yaşatan filmlerden olmayıp daha ele avuca sığan bir yanı bulunmakta. Özcan Deniz’in sinema serüveni içerisinde ilerlediği süreç içerisinde ilerleme kaydettiği bir film olarak nitelendirilebilir.
Orta halli formdaki İkinci Şans, Özcan Deniz’in geçmiş çizgisinden sıyrıldığı imajını, Nurgül Yeşilçay’ın ise olgunluk dönemini vurguluyor. Bu ikilinin uyumu çerçevesinde reklam çizgisini korunurken, film boyunca oyuncuların zaman zaman kendini tekrarladığını zaman zaman da kendilerini yenilediklerine de şahit oluyoruz. Bu sebeple, senaryosunda her ne kadar klişelere de yer verse ve yenilikçi hamleler barındırmasa da, gişe adına yapılan pek çok filmden daha eli yüzü düzgün, en azından ne anlattığını bilen bir yapısı olduğunu söyleyebiliriz.
Lise eğitimine başladığından beri Gazetecilik ve Radyo-Televizyon ve Sinema okumaktadır. Doktora eğitimini de bu alanda yapmaya devam etmeyi planlıyor. Çalışma hayatına gazetecilikle başlayıp sinemayı da beraberinde devam ettirmiştir. 8 yıl Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ve sinema filmlerinde reji asistanı olarak çalıştı. Çektiği kısa metraj filmler pek çok festivalin yarışma bölümünde yer alıp gösterimleri gerçekleştirildi. Bu festivallerden ödülleri de bulunmaktadır. Kendi blogunda yazdığı yazıların ardından kurulduğundan beri Cineritüel’de sinema üzerine yazmaya devam etmektedir. Uzmanlık alanı Türkiye Sineması olup, absürtlük ve komedi favori dallarıdır.