Goodbye to Language (2014): Görüntünün İntiharı

Goodbye to Language (2014): Görüntünün İntiharı

Yazar Puanı2.5
  • Godard’ın yapıbozumcu yaklaşımlarının 3D teknolojisi ile ilgilenen birçok kişi için bir başlangıç ya da tekrar malzemesi haline geleceği bir gerçek. Fakat yönetmenin sinema dilinde devrimler gerçekleştirmek adına attığı bu yenilikçi adımlar, sadece onlara odaklanması ile beraber kendi muzip dilinin yok olmasına ve onu bir tekrar sarmalına hapsediyor.
Share Button

Cannes Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü ile dönen Jean-Luc Godard imzalı Dile Veda (Adieu au langage), düşünme ve seçme özgürlüğünden muzdarip beşerlerin bedensel eşitliği üzerinden hareket ederken, şartlandırılmış birey eylemlerinin dikte ettirilen öğretilerden başka hiçbir şey olmadığını, hiçbir yönlendirmeye maruz kalmadan yapılan iki eylem ile gösteriyor: Bir bebeğin ağlayışı ve bir havlama. Henry David Thoreau’nun giyim ve saygı arasında kurduğu bağdan hareketle, şartlandırılmış birey eylemlerini örneklendirebilir ve Godard’ın filmdeki çıplaklık vurgusunun amacını daha iyi kavrayabiliriz. Thoreau, doğal yaşamda en temel ihtiyaçların dikkate alınması gerektiğini savunurken kişilerin saygınlığının kılık-kıyafetlere indirgenmesinin şartlı bir yönlendirilmeden ileri geldiğini öne sürer. Ve doğadaki her şeyin saf halinden uzaklaştırılmasının, bir saygınlık perspektifine dönüştürülmesinin asıl nedeninin, en temel ihtiyaçların pazarlama ürünlerine dönüştürülüp beğeni kriteri haline getirilmesinde görür. Godard’ın Dile Veda filmindeki çıplaklık ve kadın-erkek karakterlerin dışkılama eylemlerinde bedensel eşitliğin vurgulanmasının yanı sıra, bu tarz natüralist bir yaklaşımın da bulunduğunu düşünüyorum. Çünkü filme göre ortaklaşmanın olmazsa olmazı, iletişimin en başat öğesi “dile” veda edilmiş ve ortaklaşma için elde kalan tek öğeye, doğal olana yönlenilmiştir. Kadın ve erkek karakterler arasındaki tartışmaların temelinde de farklı yaklaşımlardan ziyade, şartlandırılmış olanın tez olarak sunulmasının yer alıyor olması ve bu eylemin eleştirisinin ilk olana dönmeyi ve çıplaklık vurgusunu öne çıkarması beni bu düşünceye iten en güçlü sebep.

Provokatif bir retorik geliştiren ve Hegel diyalektiğinin ünlü “tez-antitez-sentez” üçlüsü ile düşünsel sorgulamalar geliştiren Godard, birçok edebi alıntının yanı sıra, Doğa-Tanrı, Varlık-Hiçlik ve iletişimsizlik nosyonları üzerine anlatısını kuruyor. Burada nosyon kelimesini tercih etmemin bir sebebi var. Bilindiği üzere nosyon; daha önceden kazanılmış, bilinçte muhafaza ve tekrar edilen bilgilerdir. Sınırları henüz çizilmemiş 3D teknolojisi ile ilgili yapılabilecek yeniliklerin -ki bunu sonuna kadar gerçekleştiriyor- kendisini heyecanlandırdığı aşikâr olan yönetmenin, birçoğumuzun bilincinde muhafaza ettiği bilgileri aynı cümleler -alıntılar- ile tekrar etmesi, biçimsel yeniliğin içeriksel tekrar ile çatışmasına neden oluyor. Bu açıdan da biçimsel yeniliğin tek başına bir film diline hizmet etmediğini söyleyebiliriz.

Filmin içeriksel olarak yukarıda bahsetmiş olduğum okumalara açık olması ve birçok alıntı ile süslenmesi (Darwin, Faulkner, Sartre vs.), 3D teknolojisi ile çekilip görüntünün en rahatsız edici şekilde kullanılması ise; görüntünün intihar ettirilebileceğini ama asıl olanın söylenenlerin işitilmesi olduğunu gösteriyor. Fakat burada her ne kadar 3D teknolojisinin kullanılmasında yenilikçi bir yaklaşım olsa da asıl konuşulması gerekenin “bunun sinema olup olmadığı” olduğunu düşünüyorum. İçeriğin bir şeyler söyleyip görüntünün intihar ettirilmesi sinema olabilir mi? Yedinci sanatın görsel sanatlardan biri olduğunu unutmadan bu sorunun cevabını aramalıyız.

Godard’ın yapıbozumcu yaklaşımlarının 3D teknolojisi ile ilgilenen birçok kişi için bir başlangıç ya da tekrar malzemesi haline geleceği bir gerçek. Fakat yönetmenin sinema dilinde devrimler gerçekleştirmek adına attığı bu yenilikçi adımlar, sadece onlara odaklanması ile beraber kendi muzip dilinin yok olmasına ve onu bir tekrar sarmalına hapsediyor. Sanırım birçok kişi için geçerli olan eski dönem Godard sineması ile yeni dönem Godard sineması arasındaki ayrım daha da genişleyerek belirginleşecek.

twitter.com/teksinbegec

, , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir