25. Gezici Film Festivali – 3

25. Gezici Film Festivali – 3

Share Button

Haktan Kalır, 25. Gezici Film Festivali izlenimlerine devam ediyor:

Three Summers (Üç Yaz, Três Verões, Sandra Kogut, 2019)

Kogut’un Üç Yaz filmi bir hizmet emekçisi olan Madá’nın işçi olduğu evde geçirdiği üç yazı anlatıyor. Bu yazların her birinde Madá’nın hem ev hem de kendi yaşamıyla olan ilişkisi değişir. Böylece Brezilya’daki temelsiz düzen, mevsimler arasında ayakta kalamayacak bir çürüklük olarak, öte yandan Madá’nın kendisine ait bir evinin olmayışı üzerinden anlatılmaya çalışılır. Kogut, filminin değerini de başarısızlığını da bu noktaya borçlu. Son kertede Üç Yaz, anlatmak istediğini bir türlü anlatmayan ve sonuca doğru giderken sürekli dağılan eksik bir film.

Invisible Life (Görünmez Yaşam, A Vida Invisível, Karim Aïnouz, 2019)

Ainoz’un Görünmez Yaşam‘ı 1950lerin Rio’sundaki iki kız kardeşin, Guida ile Eurídice’nin hikayesini anlatıyor. Filmin dönemi ataerkil babaların, doktorların, eşlerin şartmış gibi kadınların bedenleri üzerinde tahakküm kurduğu bir dönem. Guida ile Eurídice’nin tutkuları, kendilikleri, hataları ve birbirlerine kavuşamamaları da tüm bu düzenin dışında yeni bir zaman ve mekân yaratıyor. Kadınlık ve annelik arasındaki gergin ilişkiyi, ataerkil ailelerin zorbalığının ulaşabileceği noktaları ve kötünün sıradanlığını görünmez şekilde yaşanan onca hayatın bir izleği olarak aktaran Görünmez Yaşam, kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım.

Rare Beasts (Ayrık Otlar, Billie Piper, 2019)

Billie Piper’ın ilk filmi Ayrık Otlar, bir anne, yazar ve ateist olan Mandy’nin bu üç kimliğin birbirleri ve doğrudan kendisiyle olan ilişkisine odaklanıyor. Mandy, erkeğin geldiği konumdan rahatsızlık duyan, dindar Pete ile tanışır. Film de bu tanışmanın ardından modern dönemdeki kadınlar, erkekler, aşklar üzerine bir hayli dağınık, tutarsız ve sonuçsuz izlencelerde bulunmaya çalışır. Piper’ın filmi böylece anlatmak için yola çıktığı kaosun altında ezilir.

Alice (Josephine Mackerras, 2019)

Mackerras’ın Alice‘i eşinin kendisini aldattığını, tüm maddi birikimlerini harcadığını öğrenen Alice’in ev borçlarını ödemek için bir seks emekçisi olmasını anlatıyor. Film, böyle bir düzlemde izleğini kaybedip melodramlara dönüşen örneklerin aksine, Alice’in kendisini keşfetmesine odaklanıyor. Böylece tüm eksiklerine rağmen seks işçiliği üzerine bu emeği tüketmeyen, ötekileştirmeyen bir film ortaya çıkmış oluyor. Mackerras’ın Alice‘i yok sayılan bir emeğin varlığı üzerinde duran, vakit ayrılması gereken bir anlatı.

, , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir