Konuk Yazar: Burç Karabulut
Ayce Kartal’ın Adana Altın Koza’da ödüle layık görülen Tornistan adlı kısa animasyonu iki yere çok önemli vurgu yapıyor: Birincisi medyanın ikiyüzlülüğüne ve teksesliliğine, diğeri ise medyanın iktidarın ideolojik bir aracı olmasına yaptığı imadan ileri geliyor. Evde temizlik yapan kadın, evinde gazete okuyan adamın habersizliği, kayıtsızlığı ile medyanın haber ver(e)meme özgürlüğüne (ya da iktidarın ideolojik bir aracı olması) yaptığı katkı beraber baz alındığında toplumun belli bir şeylerden korunduğu ya da onlardan uzak tutulduğu düşüncesine varılabilir. Louis Althusser ise bu düşünceyi şöyle formülüze ediyor: Devletin bütüncül bir yapı içinde görülmesinden dolayı devletin baskıcı aygıtlarının vardır. Bu aygıtlar; bürokrasi, polis, ordu ve yargı gibi kurumları içerir. Althusser, bir de devletin ideolojik aygıtları diye bir kavramsallaştırma yaparak bu aygıtların da edebiyatı, kültür etkinliklerini, basın, radyo ve televizyonları, dini ve eğitim ile devletin ideolojik aygıtlarını yarattığını söyler. Bunların işi egemen ideoloji üretmek ve idame ettirmektir. Buradaki amaç Althusser’e göre, sınıf ilişkilerini yeniden düzenlemektir. Yani egemen ideolojinin devamlılığını sağlamaktır.
Tornistan’da gösterilen her kare aslında devletin ideolojik aygıtlarına bir gönderme niteliği taşır. Halkın habersiz bırakılması, medyanın keyfi olarak baskın ideolojiyi destekleyen yayınlar yapması tamamen egemen ideolojinin yaratmak istediği bir dünyadır. Bu düzene karşı herhangi bir başkaldırış egemen ideoloji tarafından tasdiklenmediği için onun aygıtı olan medyanın da bu ideoloji gereğince davranması gerekir. Tornistan’da bir karede gösterilen Miss Turkey yarışması, bir televizyon kanalının aslında egemen ideolojinin istediği şekilde hareket etmiş olduğunu imler. Bu davranış şekli ile onu yaratan ideolojinin aygıtı olması görevini sürdürmüştür. Diğer bir sayfada gösterilen gazete haberleri kuraklık gibi haberlerin yine yeniden egemen ideolojinin isteğine göre üretilmesidir.
Medyanın ikiyüzlülüğüne ait en önemli örnekse, bir haber kuruluşunun sırf ikiyüzlülüğünü korumak için gösterdiği sessiz Gezi Parkı eylemlerinden ileri geliyor. Belki yer alsa animasyonun egemen ideolojik baskı mesajını daha da güçlendirebilecek bu sahne, eylemcilerin sesinin kısıldığı protestolar sahnesi olabilirdi. Eylemi göstermek tek başına yeterli olmazdı ancak egemen ideolojiyi yenilemekten ileri gitmeyen bir medya kuruluşunun doğumunda itaatin başat öğe olduğunu gösteren sahneler de yer alabilirdi. Tornistan yine de fazlasıyla övgüye değer. Medya denilen kavramın ikiyüzlülüğü ise, sadece egemen ideolojiyi ikame edeceğini Gezi Parkı olayları üstünden gösteren manidar bir eser, bir ayna misali arz-ı endam edecektir daima.
Cineritüel’e yazıları ile katkıda bulunan konuk yazarlarımızın ortak hesabıdır.