SALT Galata’da Tek ve Çok Gösterimleri Devam Ediyor

SALT Galata’da Tek ve Çok Gösterimleri Devam Ediyor

Share Button

SALT Galata, Oditoryum

biryudumsevgi_1984Bir Yudum Sevgi (1984)
Yönetmen: Atıf Yılmaz
91 dakika
Türkçe; İngilizce altyazılı

Sanat yönetmenliğini Gülsün Karamustafa’nın yaptığı Bir Yudum Sevgi (1984), eşinin yardımı olmaksızın dört çocuk büyüten bir kadının bağımsız bir birey olarak yaşamını sürdürme çabasını anlatır. Dönemin toplumsal düzen ve baskılarına eleştiri niteliği taşıyan film, 21. Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu, en iyi film ve en iyi yönetmen dâhil olmak üzere toplam beş dalda ödül almıştır.

camdankalp_1990
Camdan Kalp
(1990)
Yönetmen: Fehmi Yaşar
103 dakika
Türkçe; İngilizce altyazılı

Sinema kariyerinde gitgide gözden düşen bir küçük burjuva aydını, eşi tarafından şiddete uğrayan, aldatılan temizlikçisinin hayatına bir anda müdâhil olur. Çaresiz kadının yaşadığı zorlu ilişkilere isyan ederek ona yardım uğruna kendini hiç ummadığı yerlerde bulacak ve toplumun gerçekleriyle yüzleşirken başına türlü dertler açılacaktır. Camdan Kalp (1990), 10. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Türk Filmi” ödülünü kazanmıştır.

Bu program, Tek ve Çok sergisi paralelinde gerçekleştirilmektedir. Katılım ücretsizdir. Rezervasyon yapılmamaktadır.

Tek ve Çok sergisi hakkında:

Tek ve Çok, eşyanın üretimi ve dolaşımına yönelik, araştırma temelli bir sergidir. Türkiye’de 1955-95 dönemini, adım adım gerçekleştirilen sanayileşme ve uzantısındaki tasfiyenin meydana getirdiği nesneler aracılığıyla ele alır. Endüstri ürünlerinin ilk kez geniş bir alıcı kitlesiyle buluştuğu 80’li yıllarda dolaşımda olan nesnelerden derlenen bu seçki, dönemin üretim ortamını bağımsız hikâyelerle inceler.

Türkiye’de 80’lerin ortasında karma ekonomiden serbest ekonomiye geçilmesiyle üreticiler, devletin kota sistemine tabi olmaksızın dövizle alışveriş hakkına sahip oldu. Ekonomideki bu yenilik, özel sektörde 50’lerde ivme kazanan sanayileşmenin altyapısını tamamlar nitelikteydi. Devlet, yerli sanayinin yabancı müşteriye hizmet sağlayacağı ve uluslararası rekabete dâhil olacağı bir planı devreye sokmuştu. Beraberinde büyümeyi getiren çıkış, günlük hayata, sürekli artan bir ürün yelpazesiyle tercüme edildi ve ülkenin büyücek şehirlerinde öbeklenen, görünüşte ve maddede küresel bir Türkiye yarattı.

Hızlı geçiş sürecinin kilit noktaları büyücek şehirlerdi; el ve makine işleri, yerel ve küresel markalar, lüks ve mütevazı hayat tarzları eş zamanlı olarak bir aradaydı. Üstelik, gelişen iletişim imkânları sayesinde uluslararası olan hakkında izlenim edinmek işten değildi. Anında yayılan bolluk ve refah görüntüleri, kısa vadede hayat tarzında terfi vaadine evrildi. Vaadin olanaklara dönüştürülmesi çok çeşitli biçimlerde gerçekleşse de, döneme dair çalışma ve anlatımlar genellikle toplumsal bir ikiliğe dayandırıldı.

Tek ve Çok, söz konusu tarihi, toplumun erişimine açık maddi kültürün izinde araştırır. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik endüstrilerinden nesne ve hikâyeleri bir araya getiren sergi, döneme ilişkin bilginin yenilenmesi ve çeşitlenmesini amaçlar. Ayrıca, biricik olana yönelik taze bir merakın filizlendiği sanat ve moda ortamından alıntılarla bu yeni dalgalanmanın kültür ekonomisindeki etkilerini örneklendirir. Bedri Baykam’ın This Has Been Done Before(1987) adlı işiyse, dönemin modern sanat tartışmalarında, yaratıcılığın yalnızca Batı kaynaklı olabileceği anlayışına karşı bir eleştiri niteliğindedir.

Tek ve Çok sergisinin araştırma ve anlatımı, özgün kopyalar kavramı etrafında yapılandırıldı. Alışıldık beklenti, bir öncekinin fikrini geliştirmek yerine dâhiyane buluşlar yapmak yönündedir. Sergi, bu refleksten sıyrılarak Türkiye’deki üretim tarihine başka bir açıdan bakmayı önerir. Montaj sanayisinin ilk yıllarından telifsiz taklitlerin cirit attığı günümüze, kopya olarak damgalananlar ekonomik ve entelektüel açılardan zan altındadır. Tek ve Çok, kullanıcıları eşyayı başlı başına değerlendirmeye, koşullara özgü icatları teşhis etmeye ve hiçbir yeniliğin öncülsüz olmadığı dünyamızda bir öğrenme tavrı olarak kopyayı incelemeye davet eder.

Sergi ve paralel programlar, konunun kamuya açık katılımla tartışılabileceği çoklu platformlar olarak tasarlandı. Sergi süresince uzun soluklu bir öğrenci atölyesi biçiminde devam edecek olan araştırmanın sonuç ve yorumları içeriğe eklenecek. İzleyiciler, ev içi ürün çizimlerinin yer aldığı masada kendi özgün kopyalarını üretebilecek ve ürünlere dair bilgi ekleyebilecek. Ayrıca, serginin odak noktalarını irdeleyen konuşma ve film gösterimleri gerçekleştirilecek.

Tek ve Çok sergi içeriği, iş birlikçi kurumlar, profesyoneller, danışmanlar, akademisyenler ve öğrencilerin zengin katkılarıyla bir araya getirilmiştir.

 

, , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir