- Dolan, Mommy'de şiddet, aşk derecesinde sevgi (tutku da olabilir) ve tımarhane ilişkisinin bir arada bulunduğu sıradan bir anne oğul ilişkisini samimiyetle seyirciye yediriyor. Dolan’ın meselesini ister istemez merak ediyorsunuz. Oedipus’u mesele etmediği aşikâr. Onun gitmek istediği mesele, delilik derecesine varan bir anne-çocuk ilişkisini anlatabilmekten geçiyor.
Konuk Yazar: Burç Karabulut
Mommy, Xavier Dolan sinemasının beşinci filmi olarak beyazperde de arz-ı endam ettiğinden beri düşündüğüm tek soru, bir anne-çocuk ilişkisi daha ne kadar farklı bir derinlikle işlenebilir? Ne kadar derken abartılı, hatta abartının ötesinde gerçekleşen bir ilişki formunu daha ne kadar zorlayabiliri kastediyorum. Hayatında hiçbir şeyi tam olarak becerememiş bir gazeteci olan anne Die ile hayat yeterince zor değilmiş gibi şiddet dolu fakat saf bir erkek çocuğu olan Steve’in ilişkisinde gerçekten de yok yok. Dolan, şiddet, aşk derecesinde sevgi (tutku da olabilir) ve tımarhane ilişkisinin bir arada bulunduğu sıradan bir anne oğul ilişkisini samimiyetle seyirciye yediriyor. Dolan’ın meselesini ister istemez merak ediyorsunuz. Oedipus’u mesele etmediği aşikâr. Onun gitmek istediği mesele, delilik derecesine varan bir anne-çocuk ilişkisini anlatabilmekten geçiyor.
Âşık olmak kelime anlamıyla bizim kültürümüzde delilik demektir. Henüz ilk sahneden beri Steve ile Die arasında hiperaktif düzeyde bir anne çocuk aşk ilişkisi ve gerilimi var. Steve, annesini adeta her dakika sahip çıkması gereken bir sevgili gibi görüyor. Sevginin boyutu bu düzeyde olunca Steve kendini babasının yerinde görmeye başlar. Steve’in yaşadığı bu sorun Annesinin yaşam alanını daraltır.
Anne Die, kuşkusuz nefes alabilmek için başka arayışlara giriyor. Karşı komşusu Kyla’ya sarıyor. Onunla hiç bulamadığı bir arkadaşlık geliştiriyor, ki Steve’i de onun sayesinde kısmen kontrol altına alıyor. Steve belki annesine âşık ama Kyla’ya da bir şekilde âşık oluyor. Bu noktada filmdeki “aşk” temasını tanımlamak gerekebilir; çünkü Steve bir aşk peşinde değil, ne âşık olmak için çevresi ne de bunu yapmaya niyeti var. Steve için aşk, günlük bir eğlence formunda seyrediyor. Bir hobi olabilir ya da bir can sıkkınlığını giderecek anlık bir hareket olabilir.
Steve’in aşkla ilişkisi olduğu kadar şiddetle ve başı buyruklukla da bir meselesi olduğunu söylemiştim. Islahevinden salıverilen Steve için hayat pespembe ve çocuksu akıyor. İşe gitmek ya da gitmemek, para kazanmak, hayatta bir amaca yönelik bir şeyler yapmak onun kafasını meşgul eden konulardan asla değildir. Aksine, normal hayatın içine annesi tarafından sokulmaya çalışıldıkça sinirlenir, agresifleşir. Die, Steve’in sorumsuzluğundan kaynaklanan bir sorun üzerine bir avukat arkadaşıyla görüşür. Steve’in bu meseleyi algılaması, adeta bir sevgili edasıyla olur. Oysa annesi onun yaptığı bir pisliği temizlemek üzere bu avukatla görüşmek istemektedir. Steve kendi sorumsuzluğunu düzeltmek için sabredemediği gibi gerilir, agresifleşir, uyum sağlayamaz. Kendi isteği dışında zorunlu bir şekilde yapması gerekenler onu adeta çıldırtır ve şiddete sürekler. Şiddeti içselleştirmiş bir çocuk olan Steve için bu gerilim durumu hayatta görebileceklerinden en azıdır. Steve bu durumu annesine olan sevgisiyle açıklar; eve dönüşünde annesinin dudağını eliyle kapayarak onun dudağını elinin üstünden öper. Bu ilişkinin ciddi anlamda zararlı olması Steve’i tımarhaneye gönderecek cinstendir.
Tımarhane, en basit anlamıyla deli ile deli olmayan, yani topluma uyum sağlayan ile sağlayamayan bireyleri birbirinden ayırır. Sağlıklı olanlar dışarıda özgür kalırken, sağlıksız olarak görülen bireyler deli olarak görülür ve tedavileri için hastanede tutulur. Almanya’daki dışavurumcu dönemde en çok estetiğe yedirilen kurumların başında gelen tımarhane, Dr. Caligari’nin muayenehanesinde başkarakterin hikâyesinin en önemli noktası olur. Steve ve Die için de böyle başat bir rol oynuyor tımarhane. Alman dışavurumcu estetiğin aksine yalın bir dille süren Mommy, tımarhaneye kapatılmak üzere annesi tarafından alıkoyulan Steve, rölatif olarak topluma uyumsuz olmasının bir nevi cezasını çeker. Bu ceza gerçekten gerekli midir? Steve’in tek istediği annesine yakın olabilmek, hatta ve hatta ona âşık kalabilmektir. Die’nin sağlık durumu filmin sonraki sahnelerinde ortaya çıktığı üzere Dr. Caligari gibi aklı başı yerinde değildir.
Cineritüel’e yazıları ile katkıda bulunan konuk yazarlarımızın ortak hesabıdır.