Huang Tu Di (1984): Çin Sineması ve Sarı Toprak Filmi

Huang Tu Di (1984): Çin Sineması ve Sarı Toprak Filmi

Share Button

Konuk Yazar: Evşen MERCAN

Çin’de 1966-76 yılları arasında yaşanan kültür devrimi, Mao’nun toplum mühendisliği politikası çerçevesinde gerçekleştirdiği faaliyetleri kapsar. Köylü sayısının işçi sayısından fazla olması ancak devrimin işçilerle ilerleyebileceği temelinden hareketle köylü çocukların işçi ailelere ve işçilerinkinin de köylülere verilmesi söz konusudur. Değişim yalnızca bununla sınırlı kalmaz, kültür devriminde aydınlar da ülkenin ücra yerlerine gönderilir. Sonunda Çin kültür çevresine önemli ket vuran bu süreçte sinema, kitle kültürünü yaymak amacıyla; yani ideolojinin bir aracı olarak işlev kazanır. Sinemanın bu yıllardaki konumunu daha iyi anlamlandırabilmek için Çin sinemasının kronolojik gelişimine bakmak ve gelinen noktayı önemli bir eser olan Huang Tu Di (Yellow Earth / Sarı Toprak) filmi üzerinden incelemeye çalışmak, Çin sineması – Üçüncü Sinema arasındaki bağı daha net görebilmek bakımından faydalı olacaktır.

Çin sineması ilk kez 1920’lerde varlık gösterir. Pekin Operası’nda yapılan gösterimlerde mitler ve folklor ana konuyu oluşturur. Zaten genel olarak da Çin sinema tarihi içinde halk ezgileri, geleneksel sanatlar ve burada yararlanılan bakış açısı -resimdeki perspektif kullanımının Batı’dan farklı olması gibi- ve ritüeller önemli bir yer tutar. Bunların her biri yerel ögeler olarak sinemanın iskeletinde her zaman görünür.

I. Kuşak olarak adlandırılan bu dönemden sonra 1930-40 yılları arasındaki II. Kuşak’ta solcu filmler ağırlık kazanır ve uyarlamalara rastlanır. Bu sürecin bir diğer özelliği de senaristlerin yönetmenlerden daha önemli addedilmeleridir. Bu seçim de yine Çin sinemasında üsluptan ziyade konunun önemsendiğini vurgular. III. Kuşak ise 1950’ler civarındadır. Mao’nun önderliğinde sinemanın kitle iletişim aracı olarak kullanılması söz konusudur ve bu teze göre “sinema bir silahtır”. Sinemanın Komünist Parti tarafından kontrol edildiği de bu dönemde bilinen bir gerçektir. IV. Kuşak 1960-70 arasında filmlerin eğitim aracı olarak kullanılmasını kapsar. Öte yandan dünyayı tanımaya başlayan Çinli film araştırmacıları, meraklıları arasında Bazin’in belgesel estetiği, hümanizm anlayışı, auteur yönetmenlik ölçütleri yavaş yavaş tartışılmaya başlanır. Denebilir ki bu dönemde Çin sineması dilini bulmak üzeredir. Dolayısıyla 1980’lere gelindiğinde V. Kuşak sinemacıların yetiştiği Pekin Film Akademisi mezunlarını verir ve Çin Yeni Dalga üretime başlar. Çin sinemasının Üçüncü Sinema bağlamında mihenk taşı olma niteliği taşıyan filmi, yine bu dönemin sonucu olan Kaige Chen’in Sarı Toprak filmidir. (Lale Kabadayı, “Devrim ve Gelenek: Çin’in Beşinci Kuşak Sinemacıları ve Üçüncü (Dünya) Sinema Estetiği”, Üçüncü Sinema ve Üçüncü Dünya Sineması, 1. bs., haz., Esra Biryıldız, Zeynep Çetin Erus. İstanbul: Es Yayınları, s.251-279 arasından özetlenmiştir.)

Filmde Mao tarafından ülkenin uzak köşelerindeki köylere gönderilerek halk deyişlerini, ezgilerini derleyip sonra bunları türkülerin yeni formatında kullanılmaya hazır hale getirmek üzere görevlendirilen bir subayın gittiği köyde yaşadıkları anlatılır. Kızların erken yaşta kendilerinden yaşça büyük erkeklerle evlendirilmeleri, ülkenin Güney ve Kuzey bölgeleri arasındaki gelişmişlik düzeyinin farklılığı, törelerin katılığı, doğanın yaşamın önemli bir parça olması ve insanın bu uçsuz bucaksız “sarı toprağın” içinde ancak bir zerre kadar değerinin ve ağırlığının olması -zaten yönetmen bunu kullandığı çekim teknikleriyle de pekiştirir- kadınların toplumdaki ezilmiş halleri, düşmanın Japonlar olarak konumlandırılması, insan emeğinin hiç sayılması, köylülerin açlık sınırında çalışıp hayatlarını idame ettirmeye çalışmaları filmin temel izlekleridir. Yalın fakat oldukça çarpıcı bir anlatıma sahip olan filmde Çin gündelik yaşamına ve Maoculuk’a dair pek çok ipucu bulmak mümkün. Yukarıda da değinildiği üzere özellikle şarkılar eşliğinde tüm duygular açığa çıkarılır. Öyle ki başrol kadın oyuncunun, Cuiqiao’nun, bütün duyguları perdeye şarkı sözleri aracılığıyla yansıtılır, bunun dışında konuşarak duygularını dile getirmez.

Film ilerleyip de ana karakterlerin insan onuruna yakışan, kadınların hak ettiği değeri gördüğü bir dünyanın hayalini kurdukları konuşmalar, Cuiqiao’nun subayın söylediği ülkünün peşinden giderek orduya katılma ideali kurmasına sebep olur. Bu dönüşüm, filmin önermesi gereğince Cuiqiao’nun her şeyi arkada bırakarak öleceğini bilse dahi mücadele uğruna metaforik anlamda geçiş anlamı taşıyan sarı nehri geçmeye kalkışıp boğulmasıyla sonlanır. Cuiqiao ne köyden ayrılmış olan subaya kavuşur ne de ülküsünü gerçekleştirebilir. Bu sona rağmen esasen devrim ruhunun ve bu uğurda insan eğitmenin öneminin; aşktan, açlıktan, aileden bile yüce bir değer varsa onun da devrim olduğunun altı çizilir, kısacası film ideolojik olarak amacına ulaşır.

Oldukça minimalist çizgilerde ilerleyen ancak iz bırakan sadeliğinin altında toplumsal tüm koşulları ve çekildiği dönemin izlerini yansıtan Sarı Toprak, Çin’in kendine has Üçüncü Sinema anlayışını somutlaştıran bir çalışmadır. Çünkü sömürülen insan emeğini anlatarak izleyicinin provoke edilmesini sağlar, bunun yanında hem Hollywood sinemasının hem de Avrupa sinemasının kodlarından uzak durmayı başarır. Örneğin Çin Üçüncü Sinemasında antikapitalist bir tutumdan bahsedilemezken insanların fiziksel ve ruhsal sıkışmışlığı, izleyicinin aktif şekilde konumlandırılması Üçüncü Sinema ölçütlerini yakalar. Yerel bir estetik içinde yoğun, sembolik kırmızı renk ve işlevsel müzik kullanımı, Sarı Toprak’ın Üçüncü Sinema kuramı içinde değerlendirilmekle beraber, kuramın Güney Amerika kaynaklı kökenine yeni bir açılım getirdiğini ve coğrafyaya has bir tat kattığını gösterir.

V. Kuşak’ta Sarı Toprak gibi güçlü bir çalışmaya imza atılırken VI. Kuşak ise 1990’larda başlayan, kendinden önceki gelenekten ayrılmış, gençlik kültürünü benimseyen, şehir yaşamını anlatan, apolitik tutumlarıyla para kazanmak amacında olan yönetmenleri anlatır. Gelecekte Çin sineması içinde kültüre has ögeler taşıyan Üçüncü Sinema örneklerinin yeniden verilip verilmeyeceği ise cevap arayan bir soru olarak değerini korumaktadır.

, , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir