Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi -her ne kadar başarılı olsa da- evrenine girmeden önce çektiği filmlerde hınzır, deli dolu ve olağanüstü bir sinema sevgisi bulunuyordu. Düşük bütçeli ama yaratıcı görsel efektleri bulunan bol kanlı korku komedileri ardından ilk ciddi draması Cennet Yaratıkları’nda, 50’li yıllarda Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde yaşanmış ve Parker–Hulme cinayeti olarak da anılan bir olayı merkezine alıyor.
İki öğrenci kızın birbirine duyduğu yoğun dostluğun/sevginin toplum baskısı yüzünden cinayetle sonuçlanan bir dizi olaya sebep olması, başta taşra ahlakı olmak üzere yerleşik değerlerin ve aile otoritesinin gençler üzerindeki tahrip edici gücünü ortaya koymakta ve sorgulamaktadır. Jackson filmde yaşanan trajediyi yadsımadan toplumsal bir çıkarım yapmayı başarıyor. Herkesin üzerine sıçrayan kanın sadece öğrencilere mal edilmesi ise sözde taşra ahlakının ikiyüzlülüğünün açık bir tezahürü olarak göze çarpmaktadır.
Peter Jackson’un “Sevgiden bahseden ve canileri olmayan bir cinayet öyküsü” şeklinde tanımladığı film, yaşamlarındaki mutsuzluğu birbirlerine dayanarak atlatmaya çalışan gençlerin hikâyesini hassas bir duyarlılıkla ele alıyor. Kate Winslet ve Melanie Lynskey’in performansları da filmi üst düzeye taşımakta yardımcı oluyor. 90’ların en önemli filmlerinden biri olan Cennet Yaratıkları keşfedilmeyi bekliyor.
İşletme ve Finans lisans mezunu, Sosyoloji öğrencisi. Kendi blogu ve DVD+ dergisi forumundan sonra sinema yazılarını yayınlamaya Sinemaximum sitesi ile başladı. Daha sonra yaklaşık 2 yıl Türkiye’nin ilk online sinema dergisi Sinemalife’da Düş Perdesi ve Ev Sineması bölümlerini yürüttü. Kanal D Home Video DVD dergisinde yazdı. Temmuz 2013’de Cineritüel ekibine katıldı. Philip Morris Ezd kanalında Planlama ve Analiz bölümünde çalışmaktadır.