Kısa Film: Ali Ata Bak

Share Button

En kalıcı devrimler, dille gerçekleştirilenlerdir.
Henri Godard

Bir insanı ya da bir toplumu kendiniz gibi yapmak ve ona aslında söylemek istemediği şeyleri söyletmek, yapmak istemeği şeyleri yaptırmak için önce dillerini değiştirmelisiniz. Bunu yaptıktan sonra da istediğiniz şeyleri yaptırmak zorlaşmayacaktır o topluma veya o insana. Aslında yeni bir dilin öğretilmesi o kadar da kötü bir şey değil, önemli olan o dilin nasıl ve ne amaçla öğretildiğidir. İşte Ali Ata Bak filmi bize bunun en açık örneğini gösteriyor. Filmde dilin öğretiliş amacının ne olduğunu daha ilk sahnede görebiliyoruz.

Genel olarak film Ali’nin uzun zamandır görmediği dayısının onları ziyarete gelmesi ile başlayan trajikomik bir olayı anlatıyor. Ali, Türkiye’nin doğusunda Kürtçe (kendi anadilini) konuşan, okula gittiğinde ilk kez duyduğu bir dille, okuduğu kelimeleri sadece ses olarak kavrayan birçok çocuktan yalnızca biri. Ali’nin küçük kardeşinin (Adem) okuma yazma bilmeden Ali’ye eşlik etmesi de o metnin çocuklar üzerindeki inanılmaz etkisini gözler önüne seriyor.

Kişiler, kendilerini en iyi şekilde ana dilleri ile ifade ederler. Sonradan öğrenilen diller de ise, sözcükler birer ses öbeği olmak dışında bir anlam ifade etmezler. Ali de sonradan öğrendiği dilin birkaç kelimesiyle konuşmaya çalışıyor işte: A-li A-ta Bak…

Konuk Yazar: Serhat TAŞ

, , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir