Sadece Sahaflarda Bulabileceğiniz 13 Sinema Kitabı

Sadece Sahaflarda Bulabileceğiniz 13 Sinema Kitabı

Share Button

Film izlemek çoğunlukla tek başına bir filmi anlamaya yetmez. Film metnini anlamak, yorumlamak, analiz etmek için çoğunlukla film, yönetmen ve sinema üzerine de okumak gerekir. Türkiye’de film eleştirisi Adnan Berk gibi ustalara kadar uzansa da, sinema üzerine düşünen yazan ve fikir üreten kalemler Sinemacılar Dönemi’nde görülmeye başlar. Ulusal sinema kavgalarının başladığı yıllarda sinema üzerine fikir üretmeye başlayan mütefekkirler, Türkiye’de sinema külliyatının ilk önemli meyvelerini de vermeye başlamışlardır. Sinema okullarının ve üniversitelerin ilgili fakültelerinde sinema bölümlerinin daha genç denecek bir yaşta olduğunu, sinema konusunda akademik çalışmaların çok eskiye dayanmadığını da hesaba katarsak, hacimli eserlerin yeni yeni teşekkül etmeye başladığını söyleyebiliriz.

İyi film seyircisi çoğunlukla iyi bir sinema kitabı okuyucusudur. Fakat gel gör ki Türkiye’de az sayıdaki sinema kitabı okuyucusu, çoğunlukla yayınevlerinin ilgisizliği yüzünden önemli eserlere ulaşmakta zorlanmaktadır. Sinema kitabı okuru için de sahaflar bu noktada önemli bir kütüphane işlevi görmektedir. Bu bağlamda bu yıl 10.’su düzenlenen Beyoğlu Sahaf Festivali’nde birçok kıymetli sinema dergisi ve baskısı tükenmiş sinema kitaplarını bulmak mümkün. İlgilisine baskısı olmayan ve meraklılarının mutlaka okuması gereken 13 sinema kitabını derledik. Derlediklerimiz devede kulak olsa da, derlediğimiz kitaplar ve daha fazlası için bu yıl Taksim meydanında 80’den fazla sahafın katıldığı bu festivali kaçırmamanızı öneririz.

Camdan Kalp (Senaryo) – Fehmi Yaşar
Zeki Ökten’in Faize HücumPehlivan ve SesAtıf Yılmaz’ın Bir Yudum Sevgi filmlerinin senaryo yazarı Fehmi Yaşar’ın ilk ve tek yönetmenlik denemesi olan, seyirciye ulaşmakta ve anlaşılmakta zorluklar yaşayan Camdan Kalp (1990) filmi gibi, senaryosuna söyleşiler, film ile ilgili yerel ve dış basında yer verilen haberler ve eleştirilerin de ilave edilerek Oyunevi Yayınları tarafından 1993 yılında yayımlanan kitabın da akıbeti aynı oldu.

Oruç Aruoba, Orhan Barlas, Cemal Uzunoğlu, Selim Yağmur, Cankut Şamlı, Sadık Albayrak, Engin Erkiner, Tunca Arslan, Sungu Çapan, Atilla Dorsay, Ali Hakan, İbrahim Altınsay, Osman Giritli, Erdal Çetin, Mahmut Tali Öngören, Zülfü Livaneli, Agâh Özgüç, Oya Ayman Büber, İbrahim Karamemet, Zeynep Parla, Hayri Caner, Zeynep Oral ve Bertan Onaran’ın görüşlerinin de yer aldığı Camdan Kalp – Senaryo kitabını ikinci el olarak sahaflarda hala bulabiliyorken kitaplığımızın sinema bölümüne eklemek, filmin izleyici ile daha fazla buluşabilmesi için ise film dağıtımcılarına ve festival yönetimlerine talepte bulunmak lazım. (Erol Demiray)

Canavarlar, Yaratıklar, Manyaklar – Giovanni Scognamillo
Yakın zamanda kaybettiğimiz sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen ve yazar Giovanni Scognamillo imzalı Canavarlar, Yaratıklar, Manyaklar meraklıları için hazine değerinde bir kitap. Tür kitaplarının ülkemizdeki azlığını hesaba kattığımızda ise değeri daha da artıyor. Giovanni’nin 38 yıllık sabırlı çalışmasının ürünü olan kitap, fantastik sinema ve korku sinemasının yarım yüzyıllık bir ruh coğrafyasının sırlarını aralıyor. Kitap, “İnceleme ve Araştırma Yazıları” ile “Eleştiri Yazıları” olarak iki bölüme ayrılmış. İlk bölümde korkunun, gerilimin ve dehşetin imgeleri üzerinden giden Scognamillo, vampirler, kurtadamlar, şeytanlar, sapıklar ve canavarları mercek altına almış. Yaklaşık 30 kısa makalenin yer aldığı bu bölüm, bilgilendirici olduğu kadar eğlenceli de. İkinci bölümdeki kısa eleştiri yazısı ile 14 filmi kapsıyor. Kitabın kapanışında ise öğretici ve merak uyandırıcı bir Temel Film Dizini yer alıyor. Scognamillo, kitabında Süpermen’den Dracula’ya, Godzilla’dan Karındeşen Jack’e Operadaki Hayalet’ten King Kong’a uzanan geniş bir yelpazede envai çeşit manyaklar, çeşit çeşit uzaylılar, acımasız sapıklar, katiller, yaşayan ölülere ve sinema tarihinde bilumum gariplikleri anlatıyor. Fantastik ve korku sinemasını sevenlerin başucu kitabının baskısının olmaması oldukça üzücü. (Gökhan Gök)

David Lynch Ya Da Gülünç Yücenin Sanatı – Slavoj Zizek
Slovaj Zizek’in Felsefi / politik metinlerden oluşan “Tin Kemiktir” ve popüler kültür metinlerini içeren “Bilinmeyen Bilinenler” serisinde Zizek, özgün bir araç olarak gördüğü Lacancı psikanalizi kullanıyor. Bu seriye ait “David Lynch Ya Da Gülünç Yücenin Sanatı” kitabında yönetmenin katman katman açılan Lost Highway (Kayıp Otoban) filmini merkeze alan Zizek, filmin dünyasından çıkarımla gerçek ve fantezi arasındaki muğlak çizginin ve birbirlerine geçişlerini anlamlandırmaya çabalıyor. Kitap; filmin, dönüşüm ve döngüsel yapılarını ve Lynch’i sinema kodları hakkında da bilgilendirici bilgiler içeriyor.

“Adeta Lynch hayatınız aslında bundan ibarettir demektedir bize; gerçekliği sahte bir haleyle bürüyen fantazmatik perdeyi aşarsanız, seçim kötüyle daha kötü arasında, toplumsal gerçekliğin aseptik, iktidarsız yavanlığıyla kendini yok eden şiddetin fantazmatik Gerçek’i arasındadır.” (Gökhan Gök)

Hitchcock – François Truffaut
Filmlerinde “mantığın sıkıcı” olduğunu vurgulayan Alfred Hitchcock ve Fransız Yeni Dalga yönetmeni François Truffaut’un birbiriyle olan konuşmalarını içeren kitap, iki büyük ustayı kendilerini kendi anlatımlarıyla tanıma imkânı sunuyor. Sürükleyici bir yapıda ilerleyen kitap Hitchcock ve Truffaut’a ait donelerin aktarılması konusunda da önemli bir bilgi kaynağı olarak görülebilir. Açıklamalı konuşma biçiminde ilerleyen kitapta Hitchcock, anlatımlarını daha çok filmleri üzerinden örneklendirme yolunu tercih ediyor. Sıradanlığa aykırı bir yol izleyen Hitchcock’u anlama açısından da faydalı sayılabilen kitap, sinemacıları ve filmlerin çekildiği dönemleri yönetmenlerin bakış açılarını anlama açısından da oldukça önemli. (Demet Öztürk)

Karagözden Sinemaya Türk Sineması ve Sorunları – Nijat Özön
Karagöz’ün Türk Sineması’nın gelişmesine engel olduğu yönündeki fikirlerine katılmasam da sinema yazarı ve Türk Sineması tarihçisi Nijat Özön’ün kırk yıllık bir süre içinde çeşitli dergi ve gazetelerde Türk Sineması üzerine yazdığı yazıların derlendiği bu iki ciltlik kapsamlı kitap, sinema yazarlarının ve sinema severlerin kitaplığında bulunması gereken kitaplardan biri. Birinci ciltte Türk Sineması’nın başlangıcından 90’lı yıllara dek gelişimini geniş biçimde ele alan ‘Türk Sineması: Toplu Bakış’ ile ‘Ulusal Sinema Kuramı’ adı altında öne sürülen görüşlerle birlikte sinemamızın çeşitli sorunlarını aydınlatan ‘Ulusal Sinema Üzerine Söyleşi’ adlı, daha önce başka yerde yayımlanmamış iki yazı da yer almaktadır. Nijat Özön’ün Türk Sineması’nın sorunlarına değindiği yazılar günümüze de ışık tutuyor. Güncelliğini koruyor. (Kürşat Saygılı)

Oyuncu Olarak Beden – Michael Marzano
Bir feminist iken pornografide yeni bir arayışa çıkan porno yıldızı Ovidie ile röportaj yapan araştırmacı Michael Marzano’nun beden ve haz ilişkisi üzerine yoğunlaştığı Oyuncu Olarak Beden, ahlak, benlik ve kimlik gibi kavramları Ovidie’nin deneyimleri üzerinden anlamlandırarak cinselliğin temsilleri, beden üzerinden özne oluşturma, şiddet ve seks arasındaki ilişkiye dair felsefi referanslar sunuyor. Foucault, öznenin nesneleştirilmesini incelerken iktidar ilişkilerinin cinsellik dışında düşünülemeyeceğini dillendirmiş ve iktidarın özneye ve bedene etkisini incelemiştir. Marzano’nun bu çalışmasıyla, Ovidie’nin şiddette cinsel bir tatminlik bulduğunu dile getirmesi ve haz ile iktidar arasında kurduğu çıkarımlarından hem Foucault’nun tezlerini hem de sinemadaki cinsellik temsiliyetini daha iyi anlamak mümkün olacaktır. (Teksin Begeç)

Sinemada Ulusal Tavır “Halit Refiğ Kitabı” – Şengül Kılıç Hristidis
İlk kez 1961 yılında yönetmen koltuğuna oturan Halit Refiğ, 1997 yılına kadar yönettiği sayısız filmle Türkiye sinema tarihinin büyük bir parçası olmanın ötesinde sinema ve ulus ilişkisine dair düşünceleri, arayışları ve uygulamalarıyla da çağdaşları arasında parlayan bir figürdür. 2007 yılında İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan bu kitap ise hem Refiğ’in sinema deneyimini hem de Türkiye sinemasının tarihsel ve kuramsal katmanlarının önemli bir kısmını okuyucuya aktarması bakımdan oldukça değerli. Tarih, kuram ve biyografi türlerinin doyuruculuğunu barındırmasına rağmen kitabın nehir söyleşi formatında hazırlanmış olmasının okumayı daha da eğlenceli hale getirdiğini belirtmekte fayda var. Gurbet Kuşları, Şehirdeki Yabancı ve Haremde Dört Kadın gibi bilindik filmlerin yönetmeni olan Refiğ’in Şengün Kılıç Hristidis tarafından hazırlanan sorulara verdiği yanıtlarla Kemal Tahir’den Varlık Vergisi’ne, Yeşilçam’dan Marksizm’e kadar Türkiye’nin kültürel ve politik tarihinde yer tutan çeşitli konuların izlerini takip etmek mümkün. (Fırat Çakkalkurt)

Sinema Estetiğinin Sorunları – Yuriy M. Lotman
Sinemanın ilk önemli kuramlarından biri olan gerçeklik kuramı, peşi sıra gelen “gerçekliğin imajı mı, yoksa imajın gerçekliği mi?” sorunsalıyla birlikte ancak sinema dilinin varlığı düşüncesine sahip bir “düşünceli seyirci” tarafından doğru bir şekilde algılanabilir. Ünlü im kuramcısı Yuriy M. Lotman’ın Sinema Estetiğinin Sorunları kitabı da sanat ikili bir yaşantı tarzını gerektirir diskuru ile Puşkin’in estetiksel yaşantıyı formüle ettiği “İmgelemin yarattıkları karşısında gözyaşı dökerim…” ikili ilişkisi üzerinden; sinemanın abecesi yerine sinema dilinin öğeleri ve alanlarından zamansal ve uzamsal alanlarına doğru gözlemlerde bulunmaya ve düşünmeye sevk ediyor. “Sanki farklı filmleri izlemişiz gibi bu kadar anlamı nereden çıkarıyorlar?” diye kafasında soru işaretleri olan seyircilerin özellikle edinmesi gereken kitaplardan biri Lotman’ın filmin semiotiğine giriş kitabı. (Teksin Begeç)

Sinema Modern Mitoloji – Ömer Tecimer
Mitosları, kurgusal ve doğaüstü varlıkları ve olayları içeren geleneksel öyküleri, bir “mecazi ya da temsili anlam” çağrıştıran konularıyla da alegorik ve simgesel anlatılar olarak tanımlayan Ömer Tecimer, filmleri de tıpkı mitoslar gibi, yaratıcısının kişisel etkisini farklı insanların zihnine taşıyan kolektif, toplum ürünleri olarak tanımlıyor. Mitosların yapısal ve psikolojik işleyişlerini açıklayan kuramlardan yola çıkarak sinemayı “modern mitoloji” adı altında inceleyen kitap; Jung, Eliade, Gaster ve Joseph Campbell gibi mitoloji konusunda yetkin araştırmacıların çalışmalarını iyi bir süzgeçten geçirerek mitoslar gibi sinemanın da insanı değiştirici, dönüştürücü etkisini gözler önüne seriyor. Kuramsal bir konuyu Tecimer birçok örnekle çeşitlendirip temellendirmiş ve oldukça akıcı, berrak bir üslup ile anlatmış. Mitos’un işlevleri, din, psike ve edebiyatla ilişkileriyle başlayan kitap, ritus (kutsalla ilgili, simgesel ve önceden oluşturulmuş anlamlar taşıyan, geleneksel eylem ve uygulamalar) ile devam ediyor. Bu bölüm simgesellik, Sacra-Casta, toplumsallık gibi alt başlıklarla zenginleştirilmiş ve mitos ile temellendirilmiştir. Bu iki konuya bağıntılı olarak senaryolarda sıklıkla görülen inisiyasyon (bireye bir bilim, bir sanat ya da bir mesleğe ait bilgileri aktarma) da kitapta oldukça önemli bir yer tutuyor. Dramanın kökeni ve arketip, kitabın ikinci bölümü gibi tanımlayabileceğim Kahramanın Yolculuğu ana başlığı ile sinemada izlediğimiz karakter çemberini oldukça detaycı örneklerle anlatmış. Bu bölümlerin ardından ise konuyu pekiştiren 14 film çözümlemesi geliyor. Ömer Tecimer’in sinemanın mitolojik kökenlerine indiği kitabı, özenli üslubu ve geniş çerçevesi ile mutlaka okunması gereken bir kaynak kitap. Sahaflarda gördüğünüz zaman ismi ve konu başlıkları biraz “ağır” görünebilir, ancak Tecimer’in örneklendiren öğretici üslubu kitabı okumayı kolaylaştırıyor. (Gökhan Gök)

Sinema ve Modernlik – John Orr
John Orr, Chairs du Cinéma hareketinin Alain Resnais’in Hiroshima mon amour filmini heyecanla karşılayıp sinemanın kendi doğası üzerine farklı bir tartışma alanı açmalarının Sinema Ve Modernlik kitabının temel esin kaynağını oluşturduğunu yazar. Orr, sinemada modern ya da post modern gibi tanımlamaların muğlaklığına dikkat çekip, bu konudaki kestirmeci yaklaşımlara mesafeli durur. Kitabın temel savı; modern filmin kendine dönük doğasının ironi, pastiş, kendini yansıtabilme yetisinin pek de ‘post modern’ olmadığı, bunların sinemanın modernlikle etkileşiminin özelliği olduğudur. Klasik modern dönemden sonra sinemada modern hareket kesintiye uğramışsa da John Orr’a göre 1950- 1970’lerde neo-modern denilen bir dönem başlamıştır. Özellikle Avrupa sinemasından Antonioni, Bergman, Resnais, Bunuel ve Godard gibi yönetmenlerin filmlerine odaklanan bu kitap sinemanın modernle kurduğu bu yeni ilişkilenmeyi Nietzche, Freud ve Sartre’ın “bengi dönüş”, “tekinsiz”, “güç istemi”, “imgesel ve kötü inanç” gibi kavramlarıyla tartışmaya açıyor. Ayrıca bu kavramlardan yola çıkarak ,savaş sonrasının Avrupa kentlerindeki bastırılmış korkulara odaklanan kitap, “kapitalist dünyanın sorunlu doğasını” açığa vurması açısından “neo-modern” filmlere yakından bakarak sinemanın modernlikle ilişkisine başka bir pencereden bakmayı öneriyor. Orr, kendi kavramlaştırmasını da oluşturarak, yeni düşünme biçimleriyle okuyucuyu keyifli ama kolay olmayan engebeli bir yolda yürümeye çağırıyor. (Berna Stera Değirmen)

Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü – Kemal Sunal
Adana Film Festivali’nde Ariplex Sineması’nda birbirinden sıkıcı yarışma filmlerini izliyorum. Sinemanın önünde mendil ve su satan üç çocuk her filme geliyorlar ama filmin ilk on dakikasında sıkılıp bağıra çağıra salondan çıkıyorlar. Bir film gösteriminin öncesinde önümdeki koltuklara oturan bu çocuklardan biri şöyle dedi: “İnşallah Şaban filmi olur da bu sefer izleriz.” Kemal Sunal, şüphesiz Türk Sineması’nın en unutulmaz aktörü. 90’lı yıllara gelindiğinde Kemal Sunal aktörlükle yetinmeyip bir de kendiyle ilgili bir yüksek lisans tezi hazırlamaya karar verir. Filmlerinin Tv’de neden hala tekrar takrar gösterildiğini ve neden hala insanların bu filmleri hiç sıkılmadan tekrar be takrar izleyip ezbere bildiği sahneleri izlerken kahkahadan kırılıp geçtiğini inceleyen yarattığı “şaban” karakteriyle ilgili bir tez. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin duayen hocası Şükran Esen’in tez danışmanlığını yaptığı bu tez Om Yayınevi tarafından kitap olarak basıldı. 2005 yılında Sel Yayıncılık’ın tekrar bastığı bu özel kitabın şu an baskısı bulunmuyor. Sinemaseverler ve Kemal Sunal filmlerinin temel dinamiklerini merak edenler üstelik bunu Kemal Sunal’ın kaleminden okumak isteyenler için çok özel bir kitap olan Tv ve Sinema’da Kemal Sunal Güldürüsü sahaflardan temin edilebilir. (Kürşat Saygılı)

Yeşilçam Günlüğü – Ayşe Şasa
Ayşe Şasa’nın Dergâh dergisinde yayımladığı yazılarını ilk olarak Dergâh Yayınları 1993’te Yeşilçam Günlüğü adıyla yayımladı. Ardından sırasıyla Gelenek Yayınları ve Küre Yayınları kitabın diğer baskılarını yaptı ve şu an yalnızca sahaflardan edinebileceğimiz Yeşilçam Günlüğü için Türk Sineması’nın yerlilik arayışı diyebiliriz. Türk Sineması’ndaki örtük yerliliği kitabında “yamalama” kavramı ile izah eden Şasa, “ithal fikir” anlayışını “Türk toplumunun asli yapısı nedir? Bu yapı kültürü nasıl belirliyor? Türk filmi bu kültürden nasıl etkileniyor?” soruları ile irdeliyor. Sinemadaki ithal fikir anlayışından yerlilik temeline sinema dilini dönüştürmek için öne sürdüğü üç kavram ise tasavvufa ait: İlham, keşif ve fetih. Ontolojik meselelerden başlayıp sinemanın fikriyatına/kimliğine doğru evrilen bu seyirlik, yerli sinemanın ismi değişen fakat buhranı baki kalan “ümmi sinema – aydın sineması” tartışması ile günümüze ışık tutması açısından da her sinemaseverin kütüphanesinde yer almalı. (Teksin Begeç)

Yeşilçam Öykü Sineması – Serpil Kırel
Türkiye Sineması’nın Yeşilçam macerasını, usta yönetmenlerin filmlerinden ilk fantastik filmlere, komedi filmlerinden melodramlara varana kadar çok kapsamlı bir şekilde bulabileceğimiz yetkinlikte bir kitap. Bölge işletmecilerinin filmlerin yapımına etkisini, seyirci davranışlarının yıllar içinde nasıl farklılık gösterdiğini ve Yeşilçam’ın anlatı yapısının kuramsal doygunlukta nasıl işlediğini anlamak için referans kaynaklarından biridir. Yeşilçam öyle bir çırpıda “Yeni Türkiye Sineması”nın gölgesine düşemeyecek kadar önemli bir film üretim merkezidir. Yeşilçam filmlerinin üretim dağıtım ilişkisini, seyirci üzerindeki etkisini, politik olaylarla filmler arasındaki ilişkileri bilmeden film üretmeye çalışmak bu mirasa haksızlık olacaktır. Yeşilçam filmleri bir taraftan kolektif hafızamızın önemli bir bölümünü oluştururken diğer taraftan kültürel reflekslerimizi de görünür kılar. Bu nedenle Serpil Kırel’in Yeşilçam Öykü Sineması kitabı, bir sinema kitabı olmasının yanında, kültürel kodlarımızın oluşma biçimlerini tartışan ve kolektif hafızanın toplumsal dönüşüm üzerindeki etkilerini araştıran bir sosyoloji kitabıdır da. (Fatih Değirmen)

(Kitaplar alfabetik sıralanmıştır.)

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir