En İyi 10 Star Wars Karakteri

Star Wars evreninin Darth Vader üzerinden kurgulandığını söyleyebiliriz. Bu epik uzay yolculuğunun önce karizmatik ve ikonik kötüsü, daha sonra da karanlık tarafa sürüklenen düşmüş Jedi’ı Darth Vader; parlak siyah maskesi ardındaki karmaşık kişiliği ile günümüzde Star Wars denildiğinde ilk akla gelen simgeye dönüşmüş durumda. Türlü şekillerle popüler kültüre halen malzeme kazandıran Darth Vader, seride güce dengeyi getiren kişidir; tabii ki öncesinde dengeyi bozup galaksiyi kaosa sürüklemişliği de bulunmakta.

Daha ilk gördüğümüz o ikonik sahnede bile (çöl gezegeninde ikiz güneşleri izler) Luke Skywalker’ın kahraman olduğunu anlarız. Orijinal üçlemenin kahramanı ve kurtarıcısı, ayrıca Star Wars evreninde izini takip ettiğimiz en önemli karakterdir. Herkes kendi sorunlarıyla boğuşurken bile sorumluluk sahibidir ve yüzleşmekten çekinmez. Hem İmparator’un hem de Darth Vader’ın karşısına çıkma cesareti göstermiştir.

Serinin ayrılmaz kanka robotları tüm macera boyunca birden çok kez galaksinin kaderini değiştirdiler. Ölüm Yıldızı’nın planlarını taşıyan, ana kahramanların zor anlarında onlara yardım eden hatta birçok kez hayatlarını kurtaran R2-D2 ve nevrotik, patavatsız ama sevgi dolu C3PO, Star Wars’ın sembol karakterlerine dönüşmüş durumdalar. Konuşmayan, sadece sesler çıkaran R2-D2 ve onun çok konuşan tercümanına dönüşen C3PO tüm seri boyunca ana hikâyeye işlevsel balanslar yapmışlardır.

Her ne kadar Darth Vader serinin ikonik kötüsü olsa da, arka planda galaksiyi yöneten asıl kötü adam Sith Lordu Darth Sidious’dur. Serinin güç ve iktidar tutkunu İmparator’u orijinal seride korkutucu ve çekinilen bir imaj çizerken, Prequel üçlemede sinsi, kurnaz, riyakâr bir senator olarak izleriz. Star Wars evreninde, türlü politik oyunlar ile gücü elde eden; iktidarını perçinlemek ve otoritesini korumak adına katliamlar yaparak kan donduran Darth Sidious’tan daha kötücül bir karaktere rastlamak mümkün değildir.

Aksi, alaycı, yakışıklı ve galaksinin en iyi pilotu olan Han Solo, Star Wars’ın en zekice tasarlanmış ve sevilen karakterinin başında geliyor. Kaçakçılık yapan ve galakside yaşayan herkes ile bir şekilde ters düşmüş, bariz güven sorunları yaşayan ancak bir yanıyla (zorla da olsa) iyiliğin yanında yer alan Han Solo; diğer taraftan serinin güç saplantılı karakterlerinden farklı olarak, hem iktidar hırsından hem de kahraman olma istediğinden kendisini muaf tutmuş mütevazı bir karakter. Bu bile, küstah ve duygusal uzay kovboyunu sevmek için bir sebeptir.

Seride oradan oraya sürüklenen İmparator’un askerleri Stormtrooper’lar popüler kültürde çoktan kült statüsüne erişmiş durumdalar. Bu askerler tüm seride oldukça beceriksizler (biri Ölüm Yıldızı’nın kapısına kafasını vurur) ve hiçbir sorunu çözemiyorlar. Tek yaptıkları kahramanlara zaman kaybettirmek. Yine de böcek kafasını andıran kaskları, bembeyaz ve parlak kostümleri ve ışın tabancaları ile seride o kadar şık ve havalı görünüyorlar ki, onlarsız bir Star Wars’ın evrenini hayal bile edemiyoruz.

Orijinal seride Luke’un yol göstericisi, Prequel’de ise Jedi Konseyinin başkanı olan Usta Yoda seriye güç kavramı üzerinden mistik bir görünüm sağlıyor. Görüntüsü bir şeye benzemeyen bu küçük yeşil dostumuz, 900 yaşında ve göründüğünden çok daha kuvvetli. Kont Dooku ve Palpatine ile giriştiği unutulmaz ışın kılıcı düelloları ve sürekli hissettiği güçteki tedirginlik ile akıllarda kalan Yoda, Star Wars evrenin en ikonik karakterlerinden birisi.

Görüntüsü sümüklüböceğe karakteri ise The Godfather’daki mafya babasına benzeyen Jabba, serinin steril olmayan yüzünü simgeleyen karakterlerin başında geliyor. Return of Jedi’da inine konuk olduğumuz sahneyi hatırlayalım: Garip yaratılar, yarı çıplak köleler (bir de Prenses Leia), arka fonda dönen kirli işler ile çürümenin kanıtı olan Jabba, acımasız sokak kanunlarını uzaya taşıyor. Popüler kültürde siyasi çürüme ve obezite için metafor olarak da kullanıldığını belirtelim.

Altın gibi kalbi ile Millennium Falcon’un ikinci kaptanı bir Wookiee olan Chewbacca serinin en içten karakterlerinden biridir. Konuşmayan ama tuhaf sesler çıkaran bu tüylü dostumuz serinin ana öyküsünde önemli bir yer tutmaktadır. Lucas’ın arabasının önünde koltuğunda oturan köpeğinden ilham alarak yarattığı karakter, özellikle genişletilmiş evrende sıklıkta kullanılmaktadır. Seride vefayı simgeler.

Klasik üçlemede yol gösterici, Prequel üçlemede ise heyecanlı genç bir Jedi olarak izlediğimiz Obi-Wan Kenobi, ahlak ve doğruyu yapma yönündeki cesareti ile serinin en gözü pek karakterlerinden birisi. Daha Padawan iken izlemeye başladığımız ve ustalık haline kadar peşini bırakmadığımız Obi-Wan’ın, Anakin’den Darth Vader’a evirilen kötülüğü anlamlandırmamıza yardımcı olmaktadır. Klasik üçlemede yalnız bir keşiş olma nedeni ve kendini feda etmesini, Prequel üçlemede anladığımızda ise taşlar yerine oturmaktadır.

Star Wars evreninde ana hikâye içerisinde sınırlı sürelerle izlediğimiz ama izleyicinin çok sevdiği karizmatik kötüleri de anmak gerekiyor. Bunların başında Boba Fett yer alıyor. Han Solo’nun karbonla dondurulmuş bedenini Jabba’ya götürürken gördüğümüz bu kafa avcısı, tüm seri içerisinde belki de sadece Han Solo’ya sahip bağımsız bir ruhu temsil ediyordu. Kendi adına çalışan bu bağımsız ruh klasik westernlerin anti kahramanlarını andırıyordu. Çok az sahnesi olmasına rağmen kült statüsüne erişen Boba Fett’in Prequel üçlemede küçük bir çocuk olarak yer almasıyla hikâyesi derinlik kazanmaktadır.

Orijinal üçlemedeki Darth Vader’ın karizmatik kötü adam personasının Prequel üçlemede karşılığı olan Darth Maul sadece tek filmde yer almasına rağmen izleyici tarafından en sevilen karakterlerden birine dönüştü. Bu karanlık Sith Lordu kullandığı çift uçlu ışın kılıcı, vücudunu kaplayan dövmeleri, kırmızı ten rengi ile adeta ikon olsun diye yaratılmıştı ve öyle de oldu. Christopher Lee’nin canlandırdığı eski bir Jedi olan Kont Dooku ise Prequel üçlemenin en akılda kalıcı kötüsüydü. Hem Anakin hem de Obi-Wan ile yaptığı ışın kılıcı mücadelesi ile heyecan yaratan, Yoda ile giriştiği mücadelede canını zor kurtaran Kont Dooku, Lee’ye özgü öfkeli bakışlar, tedirgin edici jestler ile birleşince ortaya bütüncül bir kötülük portresi çıkıyordu. Count Dooku ayrıca Star Wars filmlerinde oldukça önemli olan, kötülüğün bir seçim olduğu fikrini de Prequel üçlemede destekliyordu.

Star Wars serisinde iyi ya da kötü tüm karakterler sevilmektedir. Ancak ikinci üçlemenin ilk halkası olan Gizli Tehlike’de ilk kez karşımıza çıkan Jar Jar Binks çocuklar dışında tüm fanların öfkesini üzerinde toplamıştır. Serinin açık ara en nefret edilen karakteri olan bu geveze, sakar ve boşboğaz Gungan, her ne kadar sempatik olsun diye tasarlansa da tam tersine izleyici tarafından itici bulunur. Neredeyse hiç sevilmeyen Jar Jar Binks’e gelen tepkiler sonucunda ikinci filmde çok az görünmektedir. Gizli Tehlike’nin çoğu fan için serinin en sevilmeyen filmi olmasında Jar Jar Binks’in büyük payı olduğunu düşünüyorum.