American Honey (2016): Kapitalist Peter Panlar

Andrea Arnold‘un Amerika’da çektiği ilk film olan American Honey, gençlik ve genç olarak yaşamak üstüne bir illüzyon sunar. Bu illüzyon; seks, arkadaşlık, özgürlük, gezinti ile ilişkilendirilmesine rağmen aslında inşa edilen kapitalist yapıyı da kapsayan bir yanılsama. Film her ne kadar bir genç kalma, genç olma hikayesine öykünse de bünyesinde barındırdığı özgürlük temasının altında gizlenmiş bir kapitalizm köleliği barındırır. Görünenin arkasına gizlenmiş bu görünmeyene bakıldığında, esas olanın arkadaşlık ve özgürlük yerine gönüllü kölelik olduğu görülecektir.

Star ismindeki ana karakterimiz, orta sınıf bir ailede yaşayan, kötü bir evliliğin kurbanı olmuş 18 yaşında genç bir kadındır ve bu ailede olmaktan memnun değildir. İki çocuğu ve sevmediği bir kocası vardır. Genç bir kadın olamadan anne olmuş birisi için hayat daha başlamadan bitmiş gibi görünmektedir. Star, anne olmanın sorumluluğunu reddederek kendi gibi olan gençlerin arasına katılır. Bu, gençliğini yaşayamadığı için bulunmaz bir fırsattır. Özgürlüğünü geri kazanmış gibidir. Peşine takıldığı bu yeni oluşum ona yeni arkadaşlar, bir iş ve tüm ülkeyi istediği gibi gezme fırsatı sağlayacaktır. Zoraki anneliğin getirdiği rutin hayatından kurtulmuştur. Yeni macerasına çıkmadan önce Star, o kadar çaresiz kalmıştır ki eşini, çocuklarını hiç var olmamışlar gibi yansıtır. Özgürlüğü her şeyden çok istemektedir.

Bu özgürlüğün diğer tarafında ise göstermelik bir düzen bulunur: Bir patronun (Krystal) olduğu bu yapı, motellerde konaklamakta, gün boyu dergiler satmakta; satamayanın da en sert, vahşice şekilde cezalandırılmasını öngörmektedir. Star, anne olmanın kısıtlamalarından kurtulduktan sonra bu düzene boyun eğdiğinden habersizdir. Star ile Krystal’in ilk karşılaşması bu esareti en iyi şekilde özetler: Star, Krystal’dan yemek için borç alır ve Krystal’a bunu ödeyeceğini söyler. Krystal da kendi pozisyonunu belirtircesine maaşından keseceğini söyler. Bu yeni özgürlük çabası başka bir esareti doğurmuştur. Her sabah dergi satmak durumunda olan Star, en eğlenceli halinde, esaret durumunun izin verdiği ölçüde kendi içinde özgür olmak için çabalar. Örneğin Teksaslı üç zengin kovboya sıra dışı bir satış yapar. Bu satış sırasında Star kendini özgürlüğün illüzyonuna kaptırır. Havuza girer, içki içer. Bu özgürlüğün satacağı dergilere bağlı olduğunu ancak satış sonrasında anlar. Çünkü satış sonrası motele döndüğünde onun kaç para kazandığını soran bir sahibi vardır. Star, başka bir gün bir kamyoncuya satış yapmaktadır. İkisi de kamyon içeresinde çok eğlenirler. Ancak bu eğlence de kamyoncunun dergi almayacağı ana kadar sürecektir.

Kapitalizmin anarşist olarak yaşandığı American Honey’de eğlence, mutluluk her yerdedir. Gün içeresinde satış yapamayan satıcılar, birbirleriyle vahşice dövüştürülür. Bunu, patronları Krystal ayarlar. Çünkü kapitalizmde bir ceza sistemi de olmalıdır. Krystal, anarşist görünümlü bir kapitalist olarak moteli, petrolü, yemeği öder; eğlenceyi yaratır. Anarşist görünmesine rağmen kapitalist sistem en sert haliyle oradadır. Sonuçta; mobil olarak yürüyen satış işi, hiç kuşkusuz kapitalizmin ruhuna uygundur. Kapitalizm, çalışanına kendi kontrol edebildiği bir özgürlük, para ve eğlence verir. Büyümekten hoşlanmamış olan Peter Panlar anarşist ama aynı zamanda günün vahşi kapitalistlerdir. Efendilerinin eğlenceli köleleridir.

2010's, AMERICAN HONEY, Andrea Arnold, Burç Karabulut, Gençlik, illüzyon, Kapitalist Peter Panlar, Kapitalizm