Kısa Film: Meşakkat ve Karısı

Share Button

Konuk Yazar: Eren ERGÜN

Meşakkat ve Karısı – Karı Olma Durumu

Kadın sinema salonuna girer. Öyle kolay değildir bu salona girmek, bin bir meşakkat çeker. Önce parası olmalıdır. Bunun için çalışmalıdır kadın, çalışanlar arasında bir yer edinmelidir. Eğer çalışmadan girmek isterse başkasının eline bakar; mesela ailesinin ya da bir erkeğin. Sonra eline parasını aldı mı izlemek istediği filmi doğru seçmelidir milyonlarca erkek arasından. Ve seçmiş olduğu filmin biletini bulmalıdır. Hepsini tamamladıktan sonra saati geldiğinde koltuğuna oturur. Seyir haline geçer, ilk heyecanı geçtikten sonra filme kendisine kaptırır ve gerçekleri algılamaya başlar. Bunca çabasına değip değmedini anlamaya…

Kadın ve erkek mitolojiden beri bir diyalektik içerisinde. Antik Yunan’da yani erkek egemen dünyanın başında, kadın köleden sadece bir “tık” ileridedir. Kralın ya da soylu kesimin kadın akrabaları olmasının torpiliyle. Yılların akıp geldiği günümüzde durum pek de farklı değil maalesef. Kadın erkek ilişkisinde de, kadının toplum içindeki yerinde de. Kadını tüm bu koşullarla ele aldığımızda eşitlikçi bir erkek kadına güzel bir hediyedir, uygarlığımızın ulaşması gereken nokta yerine.

Filmin kaliteli çekimleriyle gördüğümüz de kadının erkekle olan mücadelesinden sonra ayrılan yollarda; erkek kendi içiyle yüzleşir, daha önce yüzleşmemiş olduğu, karanlıktır ve konuşmaz dahi, kendine o kadar yabancı. Kadın ise içgüdüleriyle baş başa kalır, yer yer canı yanar. Her şeyi anlamak ister, her şeyin kokusunu almak. Ama düşünme biçimi, içgüdüleri erkek egemen dünyasına göre şekillendiğinden o bile erkek bir içgüdüdür. Kadın ve erkek düzen içerisindeki salt kendi koşullarıyla tekrar buluşamaz. Ya kadın ya da erkek diğerine boyun eğmek zorundadır.

, , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir