Benim için bir filmin değerlendirme aşamasında en önde gelen kriter, filmin yapılma niyetidir. Yönetmenlik, senaryo, oyunculuk ve tüm teknik aşamalar ne kadar iyi olursa olsun, filmin yapılma niyeti başka amaçlar içeriyorsa, kolaylıkla o filme kötü diyebilirim. Bu yüzden bir film üzerine bir şeyler yazmak istediğimde sadece izlediğimle yetinmem, yapım aşamasındaki süreci takip eder ve daha sonra üzerine yazılan eleştirileri okurum. Bu nedenle, son zamanlarda izlediğim filmleri değerlendirirken zorlanmadım. Sürekli film izlemenin getirdiği tecrübe ile izlediğim filmin hangi niyetle yapıldığını anlayabiliyorum. Ancak beni üzerine düşündüren ve zaman içinde iyi-kötü gelgitleri yaşadığım bir film var: Srpski film.
Filmi izlemeden önce, hakkında çıkan haberler ister istemez kulağıma gelmişti. İzledikten sonra da anladım üzerine neden bu kadar konuşulduğunu. Eğer söylemek istediğiniz, dert edindiğiniz bir konu varsa kuşkusuz içeriğine seks ögeleri koyarak insanların dikkatini kolaylıkla çekebilirsiniz. Filmin adından da anlaşılacağı gibi, siyasi bir derdi var yönetmen Srdjan Spasojevic’in. Vukmir karakterinin konuşmalarından da anlayabiliyoruz bunu. Ancak filmin içerdiği seks ve vahşet öğeleri o kadar yoğunki tüm bu göndermeler gözden kaçabiliyor.
Film konusuna kısaca değinecek olursak, eski bir porno oyuncusu olan Milos, ekonomik olarak zor günler geçirmektedir. Porno filmlerinden eski bir arkadaşı vasıtasıyla, kendisine oldukça yüklü miktarda para karşılığı “sanat” filminde oynama teklifi gelir. Milos film hakkında hiçbir şey bilmemesine rağmen, teklifi kabul etmek zorunda kalır.
İlk bakışta konu her yıl yüzlercesi yapılan erotizm içeren filmlerden biri gibi görünse de, türünde izlediğim en sadist film diyebilirim. İyi ya da kötü yönetmen bu türün kalıplarının da dışına çıkarak özgün sahnelerde yaratmış. Özellikle 70’li ve 80’li yıllarda türün en önemli yapıtlarından günümüze kadar gelen filmler arasında, en ayrıksı yapıya sahip. Bu açıdan baktığımızda, siyasi göndermeleri de bir yana bırakırsak, türünün iyi filmlerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
Ancak amaç sadece bu olsaydı, film yapımcılarının kolaylıkla, sadece dikkat çekmek amacıyla bu tarz bir film çektiğini söyleyebilirdim. Bu da benim kriterlerime göre filmi, kötü film yapar. Ama sadece filmin adının neden “Sırp Filmi” olduğunu düşünmek bile, farklı niyetler aramak için yeterli. İnsan ister istemez bu filmin kendi ülkesinde çekildiği takdirde ve üstüne adının da o ülkenin adı ile geçmesi durumunda neler yaşanabileceğini düşünüyor. Kuşkusuz film yapımcılarının o ülkeye çok kızgın olduğunu anlayabiliyoruz. Zaten yönetmen söyleşilerde filmin yapılma niyetinin Sırbistan’daki siyasi rejimden dolayı olduğunu söylemiş. Filmde en dikkat çekici sahneler, yeni doğan bebeğe ve öldükten sonra insanlara yapılan tecavüzlerin, rejim tarafından doğduğunuz andan öldüğünüz ana kadar, hatta öldükten sonra bile rahat bırakılmamanızı simgeliyor.
Sırp Filmi, üstelik türündeki diğer filmlerin aksine, ülkenin yurtdışında da tanınan, bilinen oyuncularını barındırıyor. Srdjan Todorovic’i Kusturica filmlerinden, Sergej Trifunovic’i ise Hollywood da oynadığı filmlerden hatırlıyorum. Bu oyuncuları, bu tarz bir filmde oynamaya ikna etmek kolay olmasa gerek.
Genel olarak, yönetmen Srdjan Spasojevic’in belki de ilk filmi olmasından dolayı, tam olarak filmin yeterli olgunluğa sahip olmadığını söyleyebilirim. Erotik filmleriyle bilinen Tinto Brass’ın 1979 yapımı Caligola filmi de siyasi unsurlara sahip olmasına rağmen, cinsel ögelerinin isteyerek ön planda tutulduğunu, 1975 yapımı, Pasolini filmi Salo o le 120 Giornate di Sodoma’nın ise cinsel öğelere rağmen sağlam bir rejim eleştirisi olduğunu anlayabiliyoruz. Sırp Filmi ise tam olarak ne olacağına karar verememiş gibi. Zamanla filmin gerçek niyetinin ne olduğunu, yönetmenin yeni filmlerini izledikçe anlayabileceğiz sanırım.
Konuk Yazar: Muammer MUTLU
Cineritüel’e yazıları ile katkıda bulunan konuk yazarlarımızın ortak hesabıdır.
cok güzel