- Shortbus, daha cesurca olanın cinselliği izlemek veya izletmek değil, cinsel yaşam konusunda samimiyetle konuşup fikir alışverişinde bulunabilmek olduğunun ve yaşamın diğer parçaları ve sorunları kadar dillendirilmese de aslında dünyada ne kadar hane varsa o kadar farklı cinsel tecrübeler ve cinsel yaşam sorunları olduğunun bilincindedir. Sinemanın genel eğilimi yaşamın diğer alanlarından ve karakter psikolojisinden alınan kesitlerle cinsel yaşama, cinsel eğilime ve bireyin seksüel huzursuzluğuna imada bulunmak iken; Mitchell ise Shortbus ile çekincesiz ve geniş yelpazede ele aldığı cinsel yaşam örnekleri üzerinden iletişim sorunlarına ve bireyin içsel huzursuzluğuna imada bulunur.
Pek çok insan için sinemanın cinsel yaşama değinmesi rahatsız edici; cinsel yaşamdan aktarılan dakikaların artması filmi terk etme sebebidir. Seks sahnelerinin süresinin uzaması ve heteroseksüel izleyiciler için koşullanılan biçimin dışında bir ilişkiye şahit olunması durumunda kişi kendini baskı altında hissedip gerilim yaşar. Hissedilen toplumsal bir baskı olduğunda bunun altından kalkmak için toplum dışarıda bırakılarak yalnız başına izleme yolu tercih edilir. Ancak baskıyı yaratan kişinin tutumları olduğunda ise görmek ve bilmek istememek, daha da önemlisi tabulaştırma ve konuşmaktan kaçış baş gösterir. Dolayısıyla seks hakkındaki en büyük tabu aslında bu konuda fikirleri bir başkasıyla paylaşabilmek, onun hakkında samimiyetle konuşabilmek ve insanların cinsel hayatlarındaki sorunları dile getirebilmesidir. Ticari sinema için cinsel yaşamı ve tercihleri tartışma konusu yapabilmek, cinsel yaşamında sorunlar yaşayan karakterler oluşturabilmek zordur. Bazen her kesimin okuyamayacağı bir sembolik anlatım ve herkesin göremeyeceği imalar denenir. Bu zorluklar altında devreye girmesi gereken bağımsız filmler olur; ki John Cameron Mitchell’ın (Rabbit Hole, Hedwig and the Angry Inch) yönettiği Shortbus (2006) da bunlardan biridir.
Shortbus, daha cesurca olanın cinselliği izlemek veya izletmek değil, cinsel yaşam konusunda samimiyetle konuşup fikir alışverişinde bulunabilmek olduğunun ve yaşamın diğer parçaları ve sorunları kadar dillendirilmese de aslında dünyada ne kadar hane varsa o kadar farklı cinsel tecrübeler ve cinsel yaşam sorunları olduğunun bilincindedir. Sinemanın genel eğilimi yaşamın diğer alanlarından ve karakter psikolojisinden alınan kesitlerle cinsel yaşama, cinsel eğilime ve bireyin seksüel huzursuzluğuna imada bulunmak iken; Mitchell ise Shortbus ile çekincesiz ve geniş yelpazede ele aldığı cinsel yaşam örnekleri üzerinden iletişim sorunlarına ve bireyin içsel huzursuzluğuna imada bulunur. Filmin karakterleri, doğrudan bağlantı kurmasalar da cinsel yaşamlarındaki tatminsizlik oranında iç huzursuzluk ve mutsuzluk yaşamaktadır. Shortbus’ın yapmaya çalıştığı da bu iki negatif durum arasında bağlantı kurmak, bireylerin içinde bulunduğu psikolojik sorunların ve bireysel hayatlarındaki sorgulamaların sağlıklı bir cinsel yaşama ve hatta orgazma engel teşkil edebileceğini dile getirmektir.
Mitchell’ın filmdeki önermesine göre ideal sevişme biçimi yoktur; herkesin orgazma ulaşmak için gereksinimi farklıdır, beynin cevap verdiği uyarılma araçları kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Ve pek çok sevişme iki tarafından da tatmin olmasıyla sonuçlanmamaktadır. İlişkilerin süresi uzadıkça hassasiyet azalmakta ve partnerini tatmin etme isteği orgazma ulaşma dürtüsünün gölgesinde kalmaktadır. Yine de tatminsizlikle geçen sevişmelere rağmen bu konuyu açmak veya değişiklik talep etmek en yakın iki insan için dahi cesaret edilesi değildir. Tatmin olmayan taraf için bunu dile getirmek partnerini incitme, farklı istekleri bildirmek ise sorgulanma ve utanma sebebidir.
Shortbus’ın sorunlu cinsel yaşam süren karakterlerinden örnek verecek olursak; Sofia ve Rob çifti her ne kadar şehvetli sevişiyor görünseler de aslında Sofia hiç orgazma ulaşmamıştır. Orgazm taklidi yaparak ilişkisinin bitmesini engellediğini düşünmektedir. Rob ise orgazma doymamış görünmesine karşın aslında arayışta, özgüven eksikliği sebebiyle Sofia’ya hiç söyleyemediği fanteziler kurmaktadır. Bir başka çift olan Jamie ve James ise uzun yıllardır birlikte olan iki gaydir; Jamie çok mutlu bir ilişkiye sahip olduklarını düşünmesine rağmen aslında James intiharın eşiğindedir. Bu iki çiftin cinsel hayatlarına bakıldığında her şey harika görünürken film ilerledikçe iç dünyalarındaki mutsuzluğun üzerine gidilerek onarılması gereken noktalara değinilir. Filme de adını veren Shortbus isimli müzik, sanat ve seks kulübü sayesinde birbirleri ile tanışan ve etkileşimde bulunan karakterler çözüm arayışlarını da aynı mekanda gerçekleştirir.
Shortbus kulübünde sorunsuz bir cinsel yaşam için amaç en uygun partneri deneyerek bulmak iken, Mitchell’ın bu konuda ilave ettiği hususlar da göze çarpar; ona göre orgazm partner tarafından sağlanan bir şey değildir. Orgazma ulaşmak için partnere ihtiyaç olmadığı gibi en istekli partnerin dahi orgazmı sağlayabileceğinin garantisi yoktur. Orgazm daha çok bireyin iç dünyasının orgazma hazır olmasıyla sağlanır. Mitchell, orgazm sürecinin doğru işlemesi için hassasiyetlerin sürekli bilincinde olunması gerektiğini vurgularken karşılıklı bir günah çıkarma veya bireyin kendine psikoterapi uygulamasının faydalı çözüm yolları olduğunu öne sürer. Yalanların ve söylenmeyenlerin oluşturduğu gerilim ve psikolojik yükten konuşarak ve biriktirmeyerek kurtulabilinir. Bağlantılı olarak uzun süredir orgazma ulaşmamış insanların sinirli ve stres yüklü hali, Sofia’nın bulunduğu mekânlarda voltajı bile yükselten gerginliği ile gösterilir. Yükünü atan ve hafifleyen insan içinse orgazm artık daha kolaydır.
Mitchell, James karakteri üzerinden ise her ne kadar şüphe götürmez bir sevgi ilişkisine ve ideal bir seks partnerine sahip olunsa da bireylerin kendilerine ait bir dünyası olması gerektiğinin ve bazen insanların arayışlarında partnerlerinden bağımsız olmalarının önemine değinir. Jamie, partneri James adına konuşmakta, James adına düşünmekte ve James adına da sevmeye çalışmaktadır. James’in ihtiyacı olan ise uzun yılların ardından sevildiğini hissedebilmek için arada bir mesafe bırakmak, sahip olduklarını ve ihtiyacı olanları sorgulama imkanına kavuşmaktır.
Filmdeki gerçek seks sahneleri sebebiyle yaşanan sorunlar ve alınan eleştiriler en çok Sofia’yı oynayan Sook-Yin Lee’nin başını ağrıtmıştır. Çekimler sırasında Kanada’nın CBC radyosunda program sunmakta olan Lee işten çıkarılmak istenir. Ancak halkın Lee’ye desteğine Francis Ford Coppola, David Cronenberg, Atom Egoyan, Julianne Moore, Yoko Ono, Michael Stipe, Gus Van Sant, Moby gibi isimler de eklenince CBC geri adım atar. Son olarak filmin Yo La Tengo ve Scott Matthew önderliğindeki soundtrack içeriği de dikkat çekicidir.
İşletme ve Radyo-TV-Sinema mezunu. Eleştirel alanında aktif olmaya DVD+ dergisinin resmi forumunda moderatörlük yaparak başladı. İlk eleştirileri ise 2008 yılında Kanal D Home Video dergisinde yayınlandı. 2009’da Sinemaximum sitesinde, 2010’dan itibaren ise kişisel blogunda yazmaya devam ederken Aralık 2013’de Cineritüel’e katıldı. Antalya’da yaşamaktadır.