Lásky Jedné Plavovlásky / The Loves of a Blonde (1965) – Milos Forman

Lásky Jedné Plavovlásky / The Loves of a Blonde (1965) – Milos Forman

Share Button

1960’ların en ilgi çekici sinema hareketlerinden biri kuşkusuz ki Çek Yeni Dalga Akımı’dır (Czech New Wave). Ülkenin yaşadığı kaotik ve egemen devlet baskıları, Nazi işgali, Dubçek’in yönetim tarzı, Varşova Paktı askerlerine kadar dönemi içselleştirmiş olan Çek Yeni Dalga’sı engellerle dolu yollarını film üreterek aşmış; sansür ve otorite baskısına rağmen Sovyet toplumunun alegorik yansımasını kara mizahla örmüştür. Politik kimliklerin dışa vurumunu düşündüğümüzde İtalyan neorealizmi kadar etkili olduğunu görürüz. Bu dönemde Fransız Yeni Dalga başta olmak üzere, Amerikan kara komedileri, İtalyan Yeni Gerçekçiliği ve Fransa’yla birlikte eş zamanlı büyüyen belgesel akımı cinema-verite’nin teknikleri ve film yapma biçimlerinden etkilenmişlerdir.

Ülkesinde çektiği ilk üç film (Cerny Petr – Black Peter / Lásky jedné plavovlásky- Loves of a Blonde / Hori, Ma Panenko – Firemen’s Ball) ile usta yönetmen Milos Forman akımın en hatırda kalan filmlerine imza atmıştır. Black Peter’da kuşaklar arasındaki anlayış farkını irdeleyen Forman, Firemen’s Ball da ise bürokratik/baskıcı saçmalıkları slapstick komediye yakın ögelerle harmanlayarak bir başyapıta imza atmıştır. Çek Yeni Dalgası’nın en heyecan verici filmlerinden biri olan Lásky jedné plavovlásky’de Forman, hümanist bir bakış ile sosyal hayatın bir kısmını ekrana almış, küçük trajik anları kara mizah ile harmanlamıştır. Genç bir kadının ilişkileri üzerinden Çekoslovakya’nın toplumsal kodlarını masaya yatıran film, arka planda, sosyal yaşamın ve bürokrasinin eleştirisini sosyalizmin reddine ulaşmadan yapmaktadır. Forman ve akımın yönetmenlerinin sinemayı stüdyodan çıkarıp günlük hayatın içine dahil etmeleri heyecan uyandırıcıdır.

Lásky jedné plavovlásky, Çekoslovakya’da yerel bir fabrika sahibinin askerlerin şehirlerinde konuşlanması için orduya ricada bulunması -şehirde bir erkeğe on altı kadın düşmektedir- ve yatılı kız okulunda okuyan Andula’nın bu süre zarfındaki ilişkilerine odaklanır. Andula’nın Milda adında bir piyanist ile girdiği ilişki ve sonrasında yaşananlar onun için bir büyüme hikâyesine dönüşecektir. Uzun planlardan ve trajikomik anlardan oluşan film; rejimin ve yıkımın arka planında hayatları askıda kalan kadınlara yakılan bir ağıt.

twitter.com/gok_gkhn

, , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir