La Strada (1954): Taşı Gediğine Koymak

La Strada (1954): Taşı Gediğine Koymak

Share Button

Konuk Yazar: İbrahim Altunkes

“İnsana ait olan tüm değerleri birleştirdiğimizde önemli olan ortaya çıkan şey değil; bütünleşme sırasında vücut bulan tahribattır.”

Georges Perec

İşte bu yüzden La strada hem bildiğimiz filmlerden, hem de değil! Alışılagelmişin dışında merak duygularımızı ittiği yer ‘sonuç’ değil, daha çok oluşum süreci.  Filmin yekûn ve nihai amacı dünyadaki tüm tamamlayıcı unsurlar üzerine kurulu olduğundan tüm gösteri unsurları da bu temel üzerinden mükemmele yakın seviyede işlenmiş. Zampano ve Gelsomnia arasındaki ilintili çizimler genellikle beden-ruh merkezinde gerçekleştirilmiş; bununla yetinilmeyip;  bir yan karakter için fazlasıyla başarılı çizilmiş (bunun motif statiğini korumak adına kasıtlı olarak yapıldığını düşünüyorum) Il Matto karakteriyle, filmdeki zirve noktalardan biri olan: rastgele fark edilen herhangi bir taşın amacı ve henüz çözümlemeye ulaşılmamış olmasına rağmen gerekliliği üzerinde sağlanan fikir birliğini yok saymadan, metaforik bir pencereden verilen yansımayla tüm eksiklik olarak görülebilecek noktalar kapatılmış. Burada tümüyle sağlanan uyum başarısı:  Taş ve Zampano arasındaki özdeşleştirme kaynaklıdır. Bunun -yine tümüyle- uyum içerisinde gerçekleşmesinin nedeni üç ana karakterle (hatta taş imgesini de sayarsak dört diyebiliriz) birleştirilmesi diyebiliriz. Çünkü bize bu ilintiyi başarılı şekilde kurmamızı sağlattıran temel faktör Gelsomnia’nın Zampano’ya olan aşkını bu konuşmada doğrudan şüphesiz sezmesidir.

Filmin genel dinamizmi modern imajlardan uzak bir seyir penceresi sunuyor olsa da; tarihi dizaynla bağlantısızlık, genel görüşü keskin bir kanala çekmiyor veya kapatmıyor. Burada temel olarak amaçlanan filmin kaba örgüsünün ‘bir yol hikâyesi’ vitrininde yansıtırken; daha ince ve minimal düzeydeki işlemelerde hayatın günlük sorgulamasını da yansıtmak diye düşünüyorum. Filmde sona yavaş yavaş yaklaşırken; tekrarlayıcı ögelerin natürel imajlı anlam kazanımları sağlaması ve başından beri var olan, yani materyal anlamda sabitleşmiş ögelerin birer başlarına kopuk bir stil gibi gözükmemelerinin nedeni: bu iki zıt kutbun diyalektik yöntemli bağdaştırılmasıdır diyebiliriz.

La strada’nın tümüne bakmak için biraz uzaklaşmak gerekiyor sanırım. Bunu bir izleyici olarak başardığımızda aslında La strada’nın zor ama estetik bir puzzle’a benzediğini görebiliriz.

twitter.com/durplutoist

, , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir