Kurutta Kajitsu / Crazed Fruit (1956) – Kô Nakahira

Kurutta Kajitsu / Crazed Fruit (1956) – Kô Nakahira

Share Button

Cinsel devrimi hedonist bir bakış açısıyla sadece cinsellik üzerine indirgemek ile geleneğe karşı çıkmak adına cinsel devrim söyleminin altını boşaltmak çok sık yapılan hatalardır. Hazzı konudan soyutlayarak merkeze almak, özgürlükçü yapıyı dejenere edilmeye oldukça müsait bir zemine taşır. Diğer taraftan cinsel devrimi baskıcı topluma bir başkaldırı olarak görmek de sonuca ulaşmayacak duygusal reflekslerden ibarettir. Wilhelm Reich cinsel devrimi tanımlarken cinselliğin cinsler arasında eşit olmasını savunur; bu açıdan sadece ahlaki baskının ortadan kalkmasının yeterli olmayacağının altını çizer. Bir anlamda cinsel devrimin kırılma noktası ahlak değildir. Ko Nakahira’nın 1950’lerin ortalarında Japon burjuva çocuklarının yaşamlarından çıkarımla, savaş sonrası dönemin portresini çıkardığı filmi Kurutta Kajitsu (Crezed Fruit / Gençlik Ateşi); cinsel devrimin gençler üzerinde yarattığı boşluk hissiyatını vurgular. Gençlerin boşlukta olmalarının sebebi olarak görülen ve eleştirilen cinsel devrim, aslında burjuvazi içerisinde haz merkezli yozlaşmanın bir sonucudur ve bu anlayamama durumunun yarattığı boşluk filmin merkezinde yer alır.

Natsuhisa zamanının çoğunu erkek arkadaşları ile partilerde kızlarla geçiren bir gençtir. Diğer zamanlarda ise ayaklık yaparak vakit geçirmektedir. Kardeşi Haruji ile tren istasyonunda Eri isimde genç ve güzel bir kız görürler. Haruji, Eri’ye duygusal; Natsuhisa ise cinsel çekim duymaktadır. Eri’nin ikisi ile de yakınlaşması kardeşleri trajediye sürükleyecektir.

Sun Tribe

Filmin senaryosunda imzası olan Shintaro Ishihara, 1955 yılında Taiyo no Kisetsu / Season of the Sun ile Akutagawa edebiyat ödülünü kazandığında Japonya’da infial yaratmıştı. II. Dünya savaşı sonrasında çıkan isyankâr ve geleneksel değerleri hiçe sayan “Sun Tribe” anlatıları bilindik muhafazakâr yapıya dar geliyor, alışılagelmiş kalıplara sığmıyordu. Hatta gerçeklik ve yenilik bahanesiyle gençleri ahlaktan uzaklaştırdığı söylenmekteydi. Oysa bu eleştiriler çoğu kez, gerçeklerin üstünü örtmek üzere saldırganlaşan bir tepkiden ibaretti. Shintaro Ishihara’nın tartışmalı romanından uyarlanan Kurutta Kajitsu da iyice belirgin hale getirdiği, savaş sonrası sanayileşmenin doğurduğu burjuvazi, bir sonraki nesilde büyük bir boşluk yaratmıştı. Savaş sonrası cinsel devrimin tetiklediği bu boşluk hissini Japon burjuva çocuklarının alkol, seks ve gece partileriyle doldurulmaya çabalamaları ise toplumsal çözülmenin tetikleyicilerinden biriydi.

Kurutta Kajitsu bu çözülmeyi oldukça basit haliyle, sadece bir grup gencin rutin yaşamına odaklanarak başarıyla resmeder. Ko Nakahira kamerasını yetişkinlere neredeyse hiç çevirmez. Natsuhisa’nın arkadaş ortamında bahsedilen tek konunun kızlar ve eğlence olması, sürekli sıkılmaları amaçsızlıklarından kaynaklanmaktadır. Cinsel devrim, özgürlükçü yaşam ve onun etrafında şekillenen bu yeni yaşam tarzı çekicidir, ancak burjuvazinin güvenli sularından çıkmayan bu gençler bilinçsizce yollarını kaybetmiş olduklarının farkından bile değillerdir. Çözülme ise tam bu bilinçsizliğin tabana yayılmaya başladığı noktada hızlanmıştır. Bu açıdan filmde gençler üzerinden anlatılan boşlukta kalma hissiyatı önem arz eder. Diğer taraftan kardeşlerin evinde gördüğümüz sahne de olduğu gibi (ev geleneksel bir Japon evidir) gelenek ile gelecek arasındaki bağ da kopmak üzeredir. Nakahira filmde yeni nesil olarak gösterdiği gençler bireyselliği ön planda tutmakta, ahlaki kaygıları ise bir oyun gibi ele almaktadırlar. Filmin trajediye sürüklenen son anına kadar olayların ciddiyetinin farkına varamamalarının sebebi de budur.

Kurutta Kajitsu’da, Natsuhisa maço, hatta cinsel istismara kadar uzanan bir erkek profili çizer. Arkadaşlarının da ondan pek bir farkı yoktur. Naif ve daha duygusal olarak gördüğümüz Haruji bile Eri ile ilk cinsel birlikteliği yaşadıktan sonra kıskanç ve kaba birine dönüşür. Eri, iki erkek arasında diğer kızlar gibi bir haz nesnesinden fazlası, elde edenin iktidarını perçinleyecek bir metaya dönüşmüş durumdadır.  Filmin içindeki cinsel gerilim de bu iktidar mücadelesini kimin kazanacağı ile ilgilidir. Oysaki cinsel devrim sadece erkeklere has bir olgu değildir. Margaret Jackson kadın cinsel devriminin sonuçlarını eleştirmiş, cinsel devrimin kadınlar için tam olarak başarılı olmadığının altını çizmiştir. Devrim kadınlar için seksi sadece üreme olgusu olmaktan çıkarmıştır ancak seks hala erkeklerin isteklerine göre şekillenmektedir. Filmde Eri özelinde kadınların haz arayışının karşılık bulmaması, halen erkeğe eklemlendirilmiş bir nesne gibi davranılması Jackson’ın söylemini destekler.  Eri ölesiye sıkılmış ve mutsuz olduğunu düşündüğü evliliğine (filmde mutsuz olması için bir sebep göstermez) inancını çoktan yitirdiği için aynı erkekler gibi haz peşindedir. Kardeşlerden biri ile eğlendiği, diğeri için de duygusallığı için birlikte olur. Ancak yine de istismar edilmekten, günah keçisine dönüşmekten kurtulamaz. Kadın için cinsel devrim erkekler gibi içselleştiremedikleri ya da sadece haz merkezli düşündükleri için değil, bizzat erkekler tarafından engellenmektedir.

Nakahira ve Ishihara ortaklığı olan Kurutta Kajitsu, sanayileşmenin sağladığı burjuvazi ile bir sonraki neslin amaçsız boşluğunun yarattığı cinsel devrimin yıkıcı sonuçlarına odaklanırken toplumun erkeklik modellerinin geleneksel maço sularından çok uzaklaşmadığını vurgulamaktadır.

twitter.com/gok_gkhn

, , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir