Kosmos (2010): Kosmos’daki Masal İzleri

Kosmos (2010): Kosmos’daki Masal İzleri

Share Button

Konuk Yazar: Evşen MERCAN

“Filmlerimdeki meselelerim hep kendi meselelerim” diyen Reha Erdem, ilk filminden itibaren bunları görsellik aracılığıyla tartışmayı sürdürür. Sinemada hikâye anlatmanın sınırını aşan yönetmen, cevaplar aradığı sorular sorarken bunu direkt olarak yapmak yerine, gücünü sinemasal öğelerin kullanımından ve bunların bir araya getirilmesinden alan bir yapıya sahiptir. Fotografik kareleri -tablo plan- filmlerinde yoğun olarak kullanan yönetmen ile Florent Herry’nin görüntü yönetmenliğinin işbirliği, ortaya görselliğin adeta konuştuğu filmler çıkarır. Sonuç olarak da görselliğin, müziğin estetik biçimde harmanlanmasıyla oluşmuş, izleyiciye sorular sordurmayı hedefleyen ve hayal gücünü harekete geçiren açık uçlu filmler, Reha Erdem sinemasının alamet-i farikası haline gelir. İçerik ve biçimde yenilik peşinde olan, meselelere standartların dışında bir tavırla eğilen yönetmen için kabul gören konular, oyunculuklar, biçimler nasıl geçerli değilse, aynı şekilde standart süreler de geçerli değildir; ortalama iki saatlik filmleriyle yönetmen, bağımsız duruşunu bir kere daha pekiştirir.

Tüm bunların yanında yönetmenin aldığı sanat eğitiminin ve güzel sanatlara gelişmiş bir gustoyla yaklaşabilme becerisinin getirisi olarak farklı sanat dallarının imkân ve öğelerinin sinema içinde kendine yer bulduğu ve bunun Reha Erdem sinemasının karakteristiğini oluşturduğu söylenebilir. Bu yazının ana malzemesi olan Kosmos filminde de, anlatılan hikâyenin belirgin bir zirve noktası yoktur; çünkü yönetenin asıl amacı, anlattığı hikâyenin olay örgüsünde gerilim yaratmaktan ziyade, sinemanın içerik ve biçim imkânlarını zorlayarak bunu izleyici açısından da bir nevi sorgulama, aktive olma sürecine çevirmektir.

Kısacası varoluşsal sorular ve sorunlar, belli kodlar ve görsel taşıyıcılar üzerinden izleyiciye sunulduğundan, Erdem’in izleyici kitlesinin onunla benzer entelektüel geçmişe, doğru çıkarımlara varma hevesine ve filmlerinden haz alacak asgari anlamlandırma birikimine sahip olması gerekir. Nitekim Kosmos’daki anlatıdan ve alegorik yapıdan haz almak ve öncesinde bunları iyi yorumlayabilmek için yönetmenin atıfta bulunduğu masal dünyasına, mitsel öğelere ve söylen yapısına dair bilgi vermek faydalı olacaktır.

Söylen ve Masal Üzerine

Roland Barthes’a göre söylen bir sözdür. Yani “bu söz bir bildiridir. Öyleyse ille de sözlü olması gerekmez; yazılardan ya da gösterimlerden oluşabilir: Yazı bir söylem olabilir ama fotoğraf, sinema, röportaj, spor, gösteri, tanıtım da söylensel söze dayanak olabilir.”[1] Başka bir deyişle söylen, okunması ve çözülmesi gereken bir yapıyı ifade eder. Zaten genel olarak “bitmemiş öğelerle çalışmayı yeğler.”[2] Bu nedenle söylenin ardındaki dünyanın kapısını aralamanın öncelikli şartı, görünenin ardındaki görünmeyeni yakalayabilmektir. Bu da tül bir perdenin arkasındaki belirsiz görüntüleri zihinde canlandırmaya ya da yüzyıllar sonra ayakta kalan ama kolu, bacağı, başı kopmuş heykellerin ilk halini hayal etmeye benzer. Doğru çıkarımları yapmak, mantıklı bağlantıları kurmak için arka planı sağlamlaştırmak gerekir.

Bir söylen olarak ele alınabilecek Kosmos’un içerdiği mitsel öğeler, masal yapısı temele alınarak irdeleneceğinden, masalın nasıl tanımlanacağı önem arz eder. Genel itibariyle “masallar, toplumun hayal gücüyle yaratılmış sözlü verimlerdir. Daha çok gerçek üstü olaylara dayanan masalların içten içe yürüyen bir özü ve gerçek bir yönü vardır.”[3] Başka bir tanıma göre “bilinmeyen biz zamanda, bilinmeyen bir mekânda, olağanüstü kahramanların başından geçen olağanüstü olayları anlatan düzyazı türüne masal denir.”[4] “Masallar, nesiller boyunca halkın ortaklaşa işlediği ve oluşturduğu halk edebiyatı ürünleridir.”[5]

Vladimir Propp, Masalın Biçimbilimi adlı kitabında belli örnekler üzerinden masalların anlatısı yapısına dair genellemelere ulaşır. “Masalın yapısını asıl oluşturanlar da Propp’un bulduğu söz konusu ‘değişmezler’ ve bunların masalın bileşimindeki bağlaşımı olmuştur.”[6] Ele aldığı birçok masaldaki biçimsel benzerliklerin ne olduğunu ve bunların işlevini dört başlık altında toplar:

  1. Kişiler kim olursa olsun ve işlevler nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin masalın değişmez, sürekli öğeleri, kişilerin işlevleridir. İşlevler masalın temel oluşturucu bölümleridir.
  2. Olağanüstü masalın içerdiği işlevlerin sayısı sınırlıdır.
  3. İşlevlerin dizilişi her zaman aynıdır.
  4. Bütün olağanüstü masallar yapıları açısından aynı tipe bağlanırlar. [7]

Tüm bu açıklamalara bakarak masalın aslında tüm zamanlarda ve mekânlarda insanoğlunun gerek ders vermek, eğitmek gerekse eğlence amacıyla başvurduğu bir kaynak olduğu söylenebilir. Türk kültüründe de önemli bir yeri olan masallar, bir zihniyetin ve anlatının somutlaşmış halidir. Reha Erdem de sanatlar arası geçişlerden yararlanmayı seven, önemseyen bir yönetmen olarak Kosmos filminde masalın yukarıda bahsedilen özelliklerinden zaman zaman doğrudan, çoğu zaman da dönüştürüp kendi sinema diline ve çağına has kılarak yararlanır.

Kosmos Filminde Mitsel Öğeler ya da Söylen ve Masalın Kullanımı/Dönüşümü

Reha Erdem’le ve masalın yapısıyla ilgili bilgiler doğrultusunda Kosmos’un, masalın yapısından neleri ödünç aldığı, neleri yapıbozuma uğrattığı ve böylelikle yeni bir masal dünyası yarattığını belirlenmeye çalışalım. Kars’ta çekilen filmde, bu sınır kentine nereden geldiği belli olmayan bir şekilde ulaşan Kosmos adlı, olağanüstü güçleri, şifacı özellikleri olan (sakatları iyileştiren, hastaları sağaltan) ana karakterin, aşkı arama serüveni anlatılır. Paraya ya da başka herhangi bir maddi değere kıymet vermeyen, zaten bir yerde çalışmayan; evi barkı, cebinde parası, giyecek başka kıyafeti olmayan Kosmos, filmin başında Neptün’le karşılaşır. Birbirlerinden doğadaki vahşi, heyecanlı ve sınırsız hayvanlar gibi hoşlanan, birbirlerine karşı bir çekim hisseden ikili, film boyunca cismi bir birliktelik yaşamasa da görsellik ve yaratıcılık bakımından özellikle dikkat çekici nitelikteki plastik bir figür gibi insan-baykuş oldukları, adeta tünedikleri yerden ruhen seviştikleri, tabiri caizse farklı bir boyuta geçtikleri sahnede gerçek ve aranan sevgiyi yaşarlar. Kosmos, Neptün’ün kardeşini boğulmaktan kurtarır; böylelikle tekinsiz bir yabancı olarak dışlanmak yerine yöre halkı tarafından kabul görür. Yavaş yavaş halk arasında kendine yer edinen Kosmos, kahvede yatıp kalkmaya başlar. Ancak film ilerledikçe kentte meydana gelen hırsızlık olayları ahaliyi tedirgin eder; kimsenin aklına gelmese de bu hırsızlıkları Kosmos yapıyordur. Aslında bir nevi Robin Hood’luk yapmaktadır; örneğin eczaneden çaldığı ilaçları ihtiyaç sahibine verir. Diğer taraftan şifa dağıttığı söylentisi halk arasında yayılır ve ondan yardım isteyenlerin sayısı artar. Ta ki hasta bir çocuğu iyileştiremeyip üstelik onun ölümüne neden olduğu ana kadar. Bundan sonra nasıl izsiz ve sessiz geldiyse kente, yine aynı şekilde ayrılır kentten.

Konusu bu şekilde özetlenebilecek Kosmos, adından başlayarak alegorik bir anlatıma kapı aralar. Dünya, evren anlamlarına gelen “kosmos” sözcüğünün filme isim olarak seçilmesi, oldukça bilinçli bir tercih olarak değerlendirilebilir. Şöyle ki Erdem’in filmde anlattığı hikâye aslında ne sadece tek bir insanın ne de tek bir yerin hikâyesidir. Zaman ve mekân aşırı bu kişi ve hikâye aracılığıyla sevgiye ve varoluşa dair ölmeyecek sorular soran yönetmen, bunların cevaplarının insanoğlu var olduğundan beri arandığını ama hala bulunamadığını fısıldar gibidir.

Olağanüstü bir kişinin, adının Kars olduğu bilinmediği takdirde nerede geçtiği çok da önemli olmayan hikâyesinin arkasında, masalın abartılı, büyülü havası olmasına rağmen, masalın öğüt verme ölçütünden de mutlu ve mutlak sonla biten yapısından da o derece uzaktır. Aksine film, Kars’ın Türkiye’nin en uzak, soğuk ve yalnız köşelerinden biri olması gerçeğini de arkasına alarak Kars’ın şehir meydanının kasveti, karlı iklimi ve donukluğuyla hiç var olmamış ya da hiç ölmeyecekmiş izlenimi uyandıran bir mekân yaratır. Karamsarlığın mekânla desteklendiği Kosmos’da insanlığın mikro-kosmosunun temsil edildiği de söylenebilir.

Yine yolculuk halinde olma da mitsel bir başka öğedir. Kahramanın kendi iç yolculuğuna çıktığını anlatmak için kullanılan bir metafordur. Ancak Kosmos’da yer verilen yolculuk neticesinde kahramanda ya da izleyici de herhangi bir olgunlaşma ya da Propp’un ifadesiyle eksiği tamamlama görülmez.

Propp’un ifadesiyle “masalcı atlayacağı ya da tersine kullanacağı işlevi seçmede, türü seçmede, adların ve kişilerin niteliklerinin seçiminde ve dilin sunduğu olanakları seçmede özgürdür.”[8] Bu nedenle Erdem de inisiyatif kullanarak, yetiştiği toplumun kültüründe önemli bir yeri olan masalı ve onun öğelerini alıp Kosmos filminde bunlara yer verir; ancak bunu yaparken masalın rahatlatıcı yapısının altını oyup sahip olduğu işlevleri de kendi sanat anlayışı ve dünya görüşü doğrultusunda yeniden kurgular. Nasıl ki hiçbir masal tek başına incelenemez, anlamlandırılamazsa Erdem’in anlattığı masal da tek başına değerlendirilemez. Yalnızca gelenekten gelen yapıda meydana getirdiği demistifikasyon kendine has bir masal dünyası içinde yeni bir “kosmos” yaratmasını sağlar.

Bir söylen olan Kosmos’da fark edebilenler için hem dünyanın, doğanın hem de Reha Erdem’in anlatıp göstermeye çalıştığı görüntüler, duyurmaya çalıştığı sesler var. Yönetmen, masaldan yola çıktığı yolculuğunu masalın ezberini bozarak tamamlarken vardığı bu yeni masal “kosmos”unda din, yolculuk, kurtarıcı gibi izlekler aracılığıyla sinematografik pek çok lezzet vaat eder.

#cineritüeltop150

Referanslar
[1] Barthes, a.g.e., s. 156.
[2] Barthes, a.g.e., s. 168.
[3] Prof. Dr. Mustafa Özkan, Yüksek Öğretimde Türk Dili Yazılı ve Sözlü Anlatım, (Filiz Kitabevi, İstanbul: 2006), s. 750
[4] Muammer Yalçın, Türk Edebiyatında Nazım ve Nesir, (Çizgi Yayınları, Konya: 2008), s.216.
[5] Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Türk Dili ve Kompozisyon, (Ekin Yayınları, İstanbul: 2009), s. 439.
[6] Vladimir Propp, Masalın Biçimbilimi, (Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul: 2008), s. 178.
[7] Propp, a.g.e., s. 24-26.
[8] S. 116-117.

, , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir