Konuk Yazar: Engin Onuk
1952’de Stalin’in ölümü sonrası animasyonun tekrardan hayat kazandığı Sovyetler Birliği atmosferinde, 1974 Cannes Film Festivalinde kısa film ödülü kazanmış, evrensel ve hala güncelliğini korumayı başarabilmiş temalara değinen bir yapım Ostrov.
Disney ekolünden ayrılan bir grubun kurduğu ancak 2000’lerde feshedilen UPA’den etkilenen Fyodor Khutrik; karakter, mekân ve zaman kavramlarının anlamlı olmadığı sembolik bir evrenden sesleniyor bizlere. Ancak temalar o kadar tanıdık ve hala günümüz toplumunun kaygılarından besleniyor ki, yabancılık çekmek mümkün değil. O semboller hemen tanınıyor ve içine alıyor izleyiciyi.
Bireyin mutlak yalnızlık öyküsü ada metaforuyla karşımıza çıkıyor: Toplum olma bilincinin kaybedildiği, sanayi devriminden günümüze dek zaman içinde gelişmiş, tamamen yapay, ekonomik, ulusal, sınıfsal ve dini değerlerin empoze edilmeye çalışıldığı ve bireyin yalnızlığa mahkûm edildiği bir dünya düzeni.
Ostrov, elindeki her şey alınmasına, sahte ve geçici ideolojilerle oyalanmasına rağmen, insanlığın durmak bilmeyen arayışını da anlatıyor. Her şeye rağmen karamsar olmamak gerek.
Cineritüel’e yazıları ile katkıda bulunan konuk yazarlarımızın ortak hesabıdır.