Jigoku / The Sinners of Hell (1960) – Nobuo Nakagawa

Jigoku / The Sinners of Hell (1960) – Nobuo Nakagawa

Share Button

Nobuo Nakagawa, Japon korku ve gore filmlerinin başlangıcını işaretlediği kült filmi Jigoku’da (The Sinners of Hell), genç bir öğrenci olan Shiro özelinde duygusal (daha sonra da fiziksel) bir cehenneme kamerasını çeviriyor. Genç bir teoloji öğrencisi olan Shiro, hocasının kızı Yukiko ile nişanlanmıştır. Nişan gecesi arkadaşı Tamura ile gece eve dönerken sarhoş bir adama çarparak ölümüne sebep olurlar. Shiro kaza sonrasında suçluluk duysa da olay esnasında adama yardım etmemiş, istemeden de olsa ölümüne göz yummuştur. Bir süre sonra da çevresindeki insanlar teker teker ölmeye başlarlar.

Günah, Sarmal Bir Kaybediş Biçimi

Günahın sarmal bir şekilde bireyin kaybediş biçimi olduğunu vurgulayan Jigoku / Cehennem, kötülüğün cezasız kalmadığı dini metinlere referanslar ile doludur. Nakagawa karakterleri inşa ederken ahlaki başarısızlığı temel alır. Kötülük yapmak ile kötülüğe karşı çıkmamak arasında bir fark yoktur. Bu sebeple Shiro’nun başına gelenler ruhunu temiz tutamadığı içindir. Daha sonra kırsalda, Tenjoin’de (Cennet Bahçesi) geçenlerin de mimlediği yine ahlaki çöküntüdür. Bu kez kamera Shiro özelinden çıkarak küçük bir alandaki yozlaşmayı merkeze alır. Filmin kırılma noktası ise, tüm bu eylemlerin cezasının başladığı cehennem yolculuğu olacaktır. Cehennem imgesi film için bir kaybetme biçimidir.

Nobuo Nakagawa’nın cehennem tasviri görsel olarak izleyiciyi rahatsızlık etme üzerine kurulmuş, sürrealist bir anlatıdır. Cehennemde herkesin günahlarıyla / vicdanıyla baş başa kalması, suçun boyutuna göre yer yer grotesk -etlerin sıyrılması, kan kaynayan kazanlar, kesilen uzuvlar- fiziksel bir cezaya dönüşmesi, dini metinler kadar Dante’nin İlahi Komedyası’nı akıllara getirir. Dante ortaçağ kaynaklarından, mitolojiden, kutsal metinlerden yararlanarak düşsel bir öteki dünya inşa eder, bunu görsel bir destana dönüştürür. “Dante’nin İlahi Komedya için tasarladığı Cehennem, dibine doğru inildikçe daralan bir çukurdur. Bu çukur iç içe dokuz daireden oluşur. Dairelerin her birinde ayrı bir günah işlemiş olanlar cezalandırılır. Aşağıya doğru inildikçe ceza ağırlaşır. (1)” Nakagawa’nın tasviri farklı olsa da -aşağı değil geniş bir alanda cezalar uygulanır- işlediği günaha uygun bir cehennem yaratma fikri Dante’ye paraleldir. Jigoku’nun içinde birkaç kez referans yapılan Sanzu Nehri / Araf, Enma -Cehennem hükümdarı- gibi Budist öğretiler ile harmanlanan cehennem, bir nevi günahlardan arınma, diyeti ödeme anlamına gelmektedir.

Evrende kötülük genişledikçe cehennemin de genişlediği söylenir. Nakagawa insanın ruhunu merkeze yerleştirerek ahlaki olarak cehennemi tasvir eder. İnsanlar yeryüzünde sürdürdükleri yaşamla cehennemi / cezalarını kendileri belirlediğinin altını çizer. Kıskançlık, öfke, kibir ve gözlerini kaçırma çoğaldıkça cehennemin de genişlemesi kaçınılmazdır.

1) İlahi Komedya kitabının önsözünden alıntılanmıştır.

twitter.com/gok_gkhn

, , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir