Jesus Christ Superstar (1973) – Norman Jewison

Jesus Christ Superstar (1973) – Norman Jewison

Share Button

Cliff Richard, Elton John, Mick Jagger, Paul McCartney, Tom Jones, Van Morrison… Bu müzisyenlerin ortak bir noktası var; İngiltere’nin şövalye ünvanına layık bulduğu müzisyenlerden bazıları onlar. Bu isimlerden daha önce ve üstelik daha genç yaşta bu ünvana layık görülen iki isim daha var: Andrew Lloyd Webber ve Tim Rice. Onların arasındaki daha önemli ortaklık ise bu saygınlığı kazanmalarındaki en önemli sebep olan, birlikte imza attıkları başarılı müzikaller.

1970’te besteci Webber ve söz yazarı Rice, Jesus Christ Superstar isimli üçüncü operalarını yazmaya başladıklarında müzik ve sahne sanatlarının en saygın isimlerinden ikisi olacakları yolda doğru adımlar atmaya başladıklarının ne kadar farkındaydılar bilinmez; ancak daha ergenlik çağında yazdıkları ilk müzikal olan The Likes Of Us (1965) hiç sahnelenemeyecek, ikinci müzikalleri Joseph And The Amazing Technicolor Dreamcoat (1968) ise keşfedilmek için Jesus Christ Superstar‘ın başarısını bekleyecektir. O gün için henüz ciddi bir başarı elde etmiş değillerdir. Fakat üçüncü denemede şeytanın bacağını kıracakları, hem müzik hem de müzikal tarihine geçecekleri eser ortaya çıkmıştır. İsa’nın çarmıha giden yoldaki son günlerini konu edinen rock opera için Tim Rice’ın yazdığı sözler, İsa, Yahuda, Magdalalı Meryem gibi başat kişilikleri kendi bakış açılarıyla anlatmayı ve her birinin insana özgü yük ve tasalarını aktarmayı başarır. Dahası cereyan eden olaylarla ilgili dönemin Roma İmparatorluğu’nun atadığı vali Pilatus, İsa’ya muhalefet eden baş kâhin Kayafa, olayların geçtiği Celile topraklarının kralı Hirodes, havarilerden Petrus ve Simon’a da kendini ifade etme hakkı verir. Kısacası İsa’nın çilesini ve kontrol edemediği sona yürüyüşünü anlaşılır ve insani nedenlere başarıyla dayandırdığı kadar, çevresinin yaşananlara tepkilerini, düşüncelerini ve beklentilerini de ihmal etmez. Jesus Christ Superstar, adından da anlaşılacağı üzere İsa’ya kutsallık atfetmek yerine, onu şöhret sahibi olan ve bir yandan tanrının kendisinden isteklerini sorgularken diğer yandan bu şöhretin yükümlülük ve baskısı altında ezilen; yine aynı şöhret yüzünden dini ve idari gruplarda rahatsızlık yaratan sade bir insan, bir sevgili, bir dost, bir rakip olarak sunar.

Andrew Lloyd Webber’in rock türünde besteleri sayesinde müzikalin plak kayıtları rock severler için bıkmak sıkılmak bilmeden dinlenen albümlerden biri olur. 1970’de çıkan konsept albümün ardından 1971’de Broadway’de sahnelenmeye başlanan müzikal, 1973’te yönetmen Norman Jewison tarafından olayların geçtiği topraklarda filme alınır ve bu sinema eseri de başarılı olup hayran kitlesi kazanır.

Norman Jewison‘un filmini bir uyarlama veya bir yorumlama olarak görmemek gerekir. Öykü akışı olarak da bir grup gencin otobüsle Kudüs’e varması ve kostümlerini giyip müzikali canlandırması şeklinde gerçekleşir. Jewison‘un bir önceki ve yine bir Broadway uyarlaması olan müzikal filmi Fiddler in the Roof / Damdaki Kemancı (1971) kadar büyük bir prodüksiyon olmadığı gibi, setler ve kostümler de iddialı değildir. Film bütün gücünü müzikalin sözlerinden ve bestelerinden alır; Jewison‘un yaptığı da gençlerin performansını filme almaktan ibaret. Hatta müzikali sahneleyen oyuncuların filmde de yerini koruması için çabalanmıştır. Film için yapılan tek ekstra çalışma, konsept albümde ve Broadway gösterisinde yer almayan “Then We Are Decided” isimli şarkının eklenmiş olmasıdır.

Bugün dahi halen dünyayı gezen bir müzikal olarak Jesus Christ Superstar‘ın neden filme alınmış olduğuna verilebilecek en güzel cevap, dönemin kadrosunun özel performanslarını kayda almış olması, ulaşamadığı yerlere de bu performansları ulaştırmış olması ve amatör tiyatro, opera ve müzik gruplarının özel geceler düzenleyip yeniden icra ettikleri fanlar kadar olamasak da, ansızın bünyenin istediği tekrar izleme isteğine çare olmasıdır.

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir