“Sinemaya olan tutkum, herhangi bir ahlaksal kaygıdan önemlidir. Ahlaksal açıdan nasıl karşılanırsa karşılansın, bu filmi de, diğerlerini de yapmakta hiç duraksamam.”
Alfred Hitchcock
Alfred Hitchcock, sinemada kendine özgü oluşturduğu dili ile son yüz yılın önemli yönetmenleri arasındadır. Gerilim türü dendiğinde ise akla gelen ilk isimdir ve filmlerinin geneline bakıldığında bu türün dışına çıkmadığı görülür. Filmleri, senaryo aşamasından kurguya kadarki süreçte sinemanın teknik özellikleri kullanılarak işlenir.
Hitchcock, gerilim unsurunu eksik etmediği filmleriyle izleyicide heyecan uyandırır. Bu durumu filmlerinin sahnelerine serpiştirerek başarılı bir biçimde yansıtır. 1937 yılında çektiği “Sabotaj” filminde de aynı uygulamada bulunan Hitchcock, karakterler üzerinden gerilimi izleyiciye sunar. Seyircide yaratılan etki ile beraber karakterler, filmde belli durumlar içerisindeki gerilime bağlı olarak aydınlatılmakta ve bilinçaltına empoze edilen unsurlarla izleyici de filme dahil olmaktadır.
Filmde Bayan Verloc’un kocasını öldürme girişimiyle alakalı olarak izleyiciye hissettirilen gerilim, kamera hareketleriyle ve bir takım sembollerle verilir. Öldürme hissi kamera hareketleri ile seyirci üzerinde etki bırakır. Bu durum görüntü dilinden yola çıkılarak, masada yer alan bıçak ve Verloc’un gözlerindeki histen anlaşılabilir. Gözlerin ardından bıçağı alacak elleri kamera yardımıyla aktaran yönetmen, izleyiciyi tamamen “sahnede görülen silah patlar” kuralından yola çıkarak yönlendiriyor. Verloc’un ruh halindeki git gelleri yansıtırken de bunlara bağlı olarak gerilimi oldukça yükseltiyor.
Hitchcock, filmde gerilim unsurlarını daha da netleştirmek ve gerilimi arttırmak adına her türlü araçtan faydalanmasını bilmiştir. Görselliğin yanı sıra diyaloglarla da bunu sunmuş, sahne içerisindeki her araca anlam yükleyerek çerçeve içerisinde izleyicinin izlediği hiçbir şeyin boşuna olmadığını göstermiştir.
Hitchcock’un filmlerinde yarattığı gerilim akla uygun, mantıksal çerçevededir. Bu sebeple, filmlerinde gerilim yaratmak için gösterdiği semboller ile bireylerin ruh hallerini gösterir ve bir sonraki adımları hakkında ipucu verir. “Sabotaj”da Verloc’tan yola çıkarak izleyiciye kadının içinde bulunduğu ruh halini göstergesel sembollerle verir. Kadının ruh halini de hareketlerinden çok semboller arasındaki geçişlerle sağlar. Bıçak ile arada kurulan bağ bunun önemli örnekleri arasında yer alır. Kamera hareketiyle, bıçak ve kadının yüzü arasındaki gel gitler kadının düşüncesini izleyiciye sunarken, diğer taraftan da ruh hali hakkında ve sahnenin devamı hakkında da ipuçları verir.
Lise eğitimine başladığından beri Gazetecilik ve Radyo-Televizyon ve Sinema okumaktadır. Doktora eğitimini de bu alanda yapmaya devam etmeyi planlıyor. Çalışma hayatına gazetecilikle başlayıp sinemayı da beraberinde devam ettirmiştir. 8 yıl Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ve sinema filmlerinde reji asistanı olarak çalıştı. Çektiği kısa metraj filmler pek çok festivalin yarışma bölümünde yer alıp gösterimleri gerçekleştirildi. Bu festivallerden ödülleri de bulunmaktadır. Kendi blogunda yazdığı yazıların ardından kurulduğundan beri Cineritüel’de sinema üzerine yazmaya devam etmektedir. Uzmanlık alanı Türkiye Sineması olup, absürtlük ve komedi favori dallarıdır.