Hiroshima… İnsanlık tarihinin en büyük suçlarından birini ifade etmek için onunla özdeşleşmiş kelime; bütün insanlığın aklına ilk olarak atom bombasını getiren şehir ismi. Savaşa ve nükleer enerjiye karşı olmanın da bir sembolü ve gerekçesi aynı zamanda. Fakat Hiroshima’nın ve sonrasında Nagasaki’nin sivil halkıyla beraber yok olması amaçlanırken yaşanan felaketi ne kadar tasvir edebiliyor, boyutunu ne kadar algılayabiliyoruz?
Bombanın ilk etkisi ve sonrasında yarattığı radyoaktif serpinti nedeniyle yüz binin üzerinde insan yaşamına mal olan felaket sırasında 6 yaşında bir çocuk olarak ailesini kaybeden Keiji Nakazawa, yaşadıklarını 1973–1974 yılları arasında 10 ciltlik “Hadashi no Gen / Barefoot Gen” isimli manga aracılığıyla dünyaya aktarır. 1983 yılında Mori Masaki’nin yönetmenliğinde anime olarak da sinemaya uyarlanan Hadashi no Gen, Hiroshima’da yaşananları zihinlerde canlandırabilmek ve o günün unutulmaması adına önemli bir eser olarak gösterilebilir. Oldukça sarsıcı hikâyesinin yanında özellikle patlamanın cehenneme çevirdiği şehri, can kayıplarını ve yıkımın boyutunu yumuşatmadan aktarma cesareti ile akıllarda kalıcı bir yer edinir. Amerika kadar Japon İmparatorluğu’nu da sorumlu tutan ve sert eleştirilerde bulunan Nakazawa’nın mangası, “Yalınayak Gen” adıyla 4 cilt halinde Türkçeye de çevrilmiştir.
İşletme ve Radyo-TV-Sinema mezunu. Eleştirel alanında aktif olmaya DVD+ dergisinin resmi forumunda moderatörlük yaparak başladı. İlk eleştirileri ise 2008 yılında Kanal D Home Video dergisinde yayınlandı. 2009’da Sinemaximum sitesinde, 2010’dan itibaren ise kişisel blogunda yazmaya devam ederken Aralık 2013’de Cineritüel’e katıldı. Antalya’da yaşamaktadır.