Deniz Seviyesi (2014): Kahraman Erkek, Femme Fatale Kadın

Deniz Seviyesi (2014): Kahraman Erkek, Femme Fatale Kadın

Yazar Puanı2.5
  • Deniz Seviyesi, kahraman erkek ve femme fatale kadın olgusunu ön plana çıkaran, unutulmaz yaz aşkı kavramını hatırlatan bir film olarak çıkıyor karşımıza.
Share Button

21. Adana Altın Koza Film Festivali’nden (teknik ödüller de dahil) 6 ödülle dönen, Esra Saydam ve Nisa Dağ’ın yönettiği Deniz Seviyesi, “kahraman erkek, femme fatele kadın” koordinasyonunda var olan naif, arzulu ama bir o kadar da eril bakışa sahip bir film olarak karşımıza çıkıyor. Esra Saydam ve Nisa Dağ, Deniz Seviyesi’ni yaz aşkı kavramından çıkarak yaratmış. Filmde Damla’nın, New York’ta kurduğu hayatın ardından 8 yıl sonra, çocukluğunun geçtiği Ayvalık’a dönüşünde yaşadıkları anlatılıyor. Damla karakteri bir “femme fatale” olarak sunulurken, yaz aşkı Burak için ise “kahraman erkek” tiplemesi biçilmiş.

Damla’nın presentable ve modernite bağlarında dolanan hayatında kapatamadığı sayfalar bulunmakta. 6 aylık hamile olan Damla için bu sayfalar kocası ve yaz aşkı Burak arasında kurduğu bağda gizli. Asla yüzleşmek istemediği ama ayaklarının onu yüzleşmeye götürdüğü sayfalar onun ki; açıldı mı okunmadan kapanmaz. Geçmişin boşlukları nedeniyle yüzleşmek icap eder. Damla’nın yüzleşmek gibi bir niyeti olmasa da olaylar onu geçmiş sorgusundan ve gerçeklerin varlığından geri tutamaz. Yüzleşmek istemediği gerçekler içerisinde Burak’a duyduğu aşka da karşı koyamaz. Aşk ve ahlak kıstasını sorgulamadan geçmiş ve aşk arasında kalmıştır.

Mutsuz geçirdiği hamilelik döneminde Ayvalık’a gitmesi, Damla’yı daha da içinden çıkılamaz hallere sürükler. Damla’nın tercihleri kimi zaman mantıkla, kimi zaman da zorunluluktan alınmış kararlardır. Deniz Seviyesi ilişkiler ekseninde bir film olsa da, insanların birey olarak aldıkları kararlar ve sonuçları, unutulmazları üzerine bir anlatıya da sahiptir.

Erkek Kahraman da, Kadın Tükaka mı?

Kameranın ardındaki (yönetmenlerimiz olan) kadınların, kadını anlatan bu hikayesinde “kahraman erkek” figürü ile karşılaşırız. Naif bir hikayenin eril bakışında Damla, “femme fatale” olarak çıkar karşımıza. Erkek egemen kültürün kadınları tehlikeli ve toplum gidişatını bozmaya meyilli olarak görmesidir bir bakıma. Sorunların kaynağı olarak görülen kadın, kadın bakışında bile erili mağdur eden olarak verilir. Erkek mağdur, kadın ise fettan, baştan çıkarıcı ve sorunların kaynağıdır. Ve kadın gidince aslında su yine eski dinginliğine kavuşur; güneş eskisi gibi güzel doğar:  “Şimdi git ve bir daha gelme!!”. Burak ise sevdiği kadını yüzüstü bırakmayan, birinin sorunu olduğunda yardıma koşan ve sorunu çözen kurtarıcı kahramandır.

Damla bilinen femme fatale karakterlere inat, görünüm olarak sıradan çizilmiştir. Ama içten içe eski aşkı Burak’la karşılaştığından beri ona ulaşmak için elinden geleni yapmasıyla femme fatale duruşunu sergilemeye başlar. Hırsı ve tutkusu ile Burak’ı eskisi gibi kendine bağlamayı hedefler. Film bu noktadan sonra ahlaksal sorgulamalar düzleminde kendini var eder; çünkü Damla evlidir, hamiledir ve evlilik dışı bir ilişkiyi ummaktadır. Burak’tan damlayan su zerresinden bile cinsel bir haz duyan Damla, Burak’ı eskisi gibi elde etme arzusu duyar. Onun içindir, küçük planlarla kendini göstermeye çalışması ve Burak’ın etrafında bulunması.

Kısacası Deniz Seviyesi, kadın filmi olarak eril karakterleri yücelten, unutulmaz yaz aşkının gölgesinde naif bir anlatıma sahip bir film olarak tanımlanabilir.

 twitter.com/demetozturk

, , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir