Back To The Future Trilogy / Geleceğe Dönüş Üçlemesi (1985–1989–1990)
DeLorean DMC–12
Üretimine 1981’de başlanıp 1982’de iflas sebebiyle durdurulan otomobilin toplam 9.000 adet satışı yapılmış. Robert Zemeckis’in Geleceğe Dönüş serisi sayesinde belki ruhumuzun duymayacağı bir spor otomobil iken yoldan geçerken görsek heyecanlanacak ve duygulu bakışlarla süzecek kadar iyi tanıdığımız bir araba konumunu aldı. Dr. Emmett Brown’ın (Christopher Lloyd) akı kapasitörü buluşu sayesinde zaman makinesine dönüşen aracı ikinci el olarak firmanın sitesinden satın alma imkânımız olsa da, akı kapasitörü olmadan saatte 88 mil hızla trafik polisi çevirene kadar gideriz ama farklı bir zamana varamayız; bunu peşinen kabul edelim.
The Car / Şeytanın Arabası (1977)
Lincoln Continental Mark III
1971 modelinden seçilip film için biraz makyaj yapılan otomobil, şeytan ruhlu olanların atalarından. Her türlü pisliği ve numarayı yapmaktan da geri durmayan, kasabada terör estiren katil aracı yolundan alıkoyan tek şey mezarlıklar. Benim gibi küçük yaşta televizyonda izlemiş ve etkilenmiş olanlar hemen hatırlayacaklardır. İlk kez izleyecekler için büyük beklentiler içerisine girmemek ve daha büyük prodüksiyona sahip benzerlerinden ayrı değerlendirmek yerinde olacaktır.
Chitty Chitty Bang Bang / Harika Otomobil (1968)
James Bond hikâyelerinin sahibi olarak bildiğimiz Ian Fleming’in çocuklar için yazdığı ve ölümünden hemen sonra yayınlanan “Chitty Chitty Bang Bang: The Magical Car” hikâyesi 4 yıl sonra Ken Hughes’un yönetmenliğinde müzikal olarak sinemaya uyarlandı. Bu otomobilin bir marka modeli yok ama kendisi hala var. Film için Ford motor kullanılarak, Ford teknisyenleri tarafından üretilmiş. Çalıştırılırken motor ve egzozundan çıkan Chitty Chitty Bang Bang sesinden dolayı bu adı alan otomobil hikâyeye göre havada ve denizde de gidiyor. Setten çıkınca sadece karada sürebileceğiniz araç daha geçen sene 2 milyon dolara ve çalışır vaziyette alıcı bekliyordu.
Christine (1983)
Plymouth Fury
Stephen King, 1958 model bir otomobil aracılığıyla aşkı ve sahiplenmeyi anlatır, John Carpenter da bunu başarıyla filme çeker. “Kız gibi otomobil” tabirini kullanmak bu otomobil için caizdir. Katil araba sınıfının en popüler üyesi Christine’in hikâyesi aslında son derece dramatik; sünepe Arnie’nin bu arabaya aşkı onun önce kendine güvenini getirirken zamanla ihtiras, kıskançlık, kibir, nefret gibi aşk yolunun farklı sapaklarına da yönlenir. Partneri Christine de Arnie’nin yansımasıdır adeta.
Duel / Bela (1971)
Peterbilt 281
Ticari sinemanın tepe isimlerinden Steven Spielberg’ün ne kadar yetenekli bir sinemacı olduğunun, 1955 model külüstür bir tankerli tır ve birkaç bin dolar ile sinirlerimizi oynatabildiğinin ispatı olan TV filmidir Duel. Otoyolda solladığı tır şoförü başına bela olan David ile birlikte seyircinin de sinirleri dozu artarak gerilir. Tır şoförünü göremeyiz. Amacını da anlamayız, ne planladığını da. Dinlenme istasyonunda David’in tek tek kamyon/tır şoförlerine bakıp hangisi olduğunu tahmin etmeye ve iç sesiyle yüzleşmeye çalışması harikadır. Ama daha harika olan Spielberg’ün bir TV filmi için olağanüstü başarılı çekimleri ve araç seçimidir.
Knight Rider / Kara Şimşek (1982–1986)
Pontiac Firebird Trans Am
1982 modelinden modifiye edilen, bizdeki adıyla Kara Şimşek, orijinal adıyla K.I.T.T.’i bilmeyen yoktur. Evet, aslında o bir televizyon yıldızı ama 1991 yılında çekilmiş Knight Rider 2000 adlı (çok kötü) bir TV filmi de vardır. Sağa sola kayan ışık sistemini kendi aracına monte ettirmiş binlerce insanın varlığı, onun ne kadar arzulanan bir otomobil olduğunu anlamak için yeterli. K.I.T.T.’in en güzel özellikleri konuşuyor olması ve yaptığı kıyakların haddi hesabı olmaması belki de. Bir de nadiren ekrana gelen kötü ikizi vardır; K.A.R.R.
The Love Bug / Herbie (1968)
Volkswagen Beetle
1963 model, aşk böceği Herbie’nin beyazperde macerası 1968 yılında başladı. Herbie Rides Again (1974), Herbie Goes to Monte Carlo (1977), Herbie Goes Bananas (1980) ve son olarak Herbie: Fully Loaded (2005) ile devam etti. 1982 ve 1997 yıllarında televizyon sektöründe de boy gösterdi. Kendini zorla satın aldırttıktan sonra yarış pistlerinde başarıdan başarıya koşan Herbie’nin gıcık olduğu insanların üstüne pislemek, huysuzluk yapmak, âşıkları kavuşturmak, kornası aracılığıyla iletişim kurmak ve hatta son filmde kaş-göz oynatmak gibi özellikleri var. Bütün vosvoslar gibi sevimlilik abidesi.
Sarı Mercedes / Fikrimin İnce Gülü (1992)
Mercedes-Benz 350 SE
Adalet Ağaoğlu’nun romanından Tunç Okan’ın sinemaya uyarladığı film, gurbetçi Bayram’ın özveriyle çalışıp hevesle satın aldığı ve Balkız adını verdiği Mercedes’i ile Türkiye’ye yaptığı yolculuğun hikâyesi. Gariban bir köylü olarak gittiği Almanya’dan Mercedes’le dönünce bütün köyün şaşırmasını ve sevdiğinin mutluluktan havalara uçmasını hayal eder sadece. Bayram, arabasını ne kadar abartılı sakınıyor olsa da göze batan her bir çöpün de haklılık payı vardır. Evrensel olarak insanoğlunun, yerel olarak ise tüm halkımızın saygı görme ihtiyacına dair filmde İlyas Salman harika bir oyunculuk sergiler. Hatırlayalım ki ülkemizde yakın zamana kadar önemli kişi olarak gösterilmek için Mercedes otomobiller satın alınmaya devam ediyordu.
The Straight Story / Straight’in Hikâyesi (1999)
Rehds Çim Biçme Motoru & John Deere Mini Çim Traktörü
Alvin Straight 73 yaşında, sağlık durumu pek de iyi olmayan bir taşralı. Ama 10 yıldır görmediği kardeşinin kalp krizi geçirdiğini öğrenince eli kolu bağlı oturacak değil. Hatta kendi nedenlerinden dolayı 240 mil uzaklıktaki başka bir eyalete çim biçme makinesi ve arkasına bağladığı römork ile yolculuk edecek kadar da çılgın. Hayli eski makine daha yolun başında arıza yapınca biraz paraya kıyıp yenisini alır Alvin ve kararlı bir şekilde yola koyulur. Bilinçaltı ve kâbus senaryolarıyla seyircinin algısını zorlayan David Lynch, kendinden beklenmeyecek kadar doğal yapısı olan dramatik bir film yapınca gardını almış seyircinin yine kafası karışmış olabilir. Ama 90’lara veda ederken fevkalade oyunculukların olduğu fevkalade bir filmle bizi ters köşeye yatırmıştır.
Vanishing Point / Ölüm Noktası (1971)
Dodge Challenger R/T
1970 model bu otomobil adından da anlaşılacağı üzere bir meydan okuyucu. Richard C. Sarafian’ın filmiyle de harika bir uyum içinde. Gittiği yere belirli bir sürede varması gerektiği için hızlı ve durmaksızın aracını sürmesi gereken Kowalski, polisleri peşine takmaya başlayınca bu olay şehir insanının da ilgisini çeker. Polisler ve engeller arttıkça halkın Kowalski’ye desteği de artar. Giderek kahramanlaşan ve adeta bir özgürlük simgesi haline gelen Kowalski’nin aracının benzerini Death Proof filminde Quentin Tarantino da kullanmıştı.
Teknik detayına girmediğim bu araçlara başkaları da ilave edilebilir. Ancak başrol değil yardımcı roldekiler ve kötü oyunculuk çıkarmış olanları da saymak zorunda kalmamak için listeyi 10’la sınırlandırıyorum.
İşletme ve Radyo-TV-Sinema mezunu. Eleştirel alanında aktif olmaya DVD+ dergisinin resmi forumunda moderatörlük yaparak başladı. İlk eleştirileri ise 2008 yılında Kanal D Home Video dergisinde yayınlandı. 2009’da Sinemaximum sitesinde, 2010’dan itibaren ise kişisel blogunda yazmaya devam ederken Aralık 2013’de Cineritüel’e katıldı. Antalya’da yaşamaktadır.
Erol ellerine sağlık, harika bir dosya olmuş. Yorum yapmaktan alıkoyamadım kendimi. Kara Şimşek ve Geleceğe Dönüş serisi ile büyüyen herkes için bir nostalji, adrenalin ve araba düşkünleri için de önemli bir kaynak olmuş. DeLorean ile keyifli sürüşler yapalım da trafik polisi durdursun fark etmez 🙂