Barbarella (1968): Fantezi Nesnesi Olarak Çizgi Roman

Barbarella (1968): Fantezi Nesnesi Olarak Çizgi Roman

Yazar Puanı4
  • Roger Vadim’in Fransız çizer Jean-Claude Forest’ın 60’lı yıllarda ses getiren çizgi roman serisinden uyarladığı Barbarella, olağanüstü derecede fantastik bir dünyada, yoğun bir erotizmi, saçmalıklarla yoğrulmuş kitsch bir estetikle beyazperdeye taşıyor. Bu arada cinsel özgürlükten dünya barışına, silahsızlanmadan pop-art’a, hatta modaya kadar geniş bir yelpazede söz söylemeyi de başarıyor.
Share Button

Günümüzde iyice popüler hale gelen çizgi roman uyarlamalarını düşündüğümüzde kopan onca fırtınaya rağmen birbirlerinin tekrarı işler yapıldığını görmekteyiz. Kahramanların ve kötülerin değiştiği, izleyici için bolca görsel referans bulunan bu fantastik dünyaların belirli kalıplara hapsolduğunu, benzer senaryo izleklerinden pek ayrılmadığını söylemek mümkün. Neredeyse gri karakterlerin bulunmaması da bu benzerliği pekiştiriyor (özellikle Nolan’ın Batman uyarlamasından sonra “moda” olan, kahramanların varoluşçu çabalarının da ne derece tatminkâr olduğu tartışmaya açık). Onca tantanaya ve görsel etkileyiciliklerine rağmen açıkça söylemek gerekir ki; bu uyarlamaların, Barbarella’nın açılış sahnesinde Jane Fonda’nın yerçekimsiz ortamda yaptığı striptiz ile boy ölçüşmesi mümkün değildir. Roger Vadim’in Fransız çizer Jean-Claude Forest’ın 60’lı yıllarda ses getiren çizgi roman serisinden uyarladığı Barbarella, olağanüstü derecede fantastik bir dünyada, yoğun bir erotizmi, saçmalıklarla yoğrulmuş kitsch bir estetikle beyazperdeye taşıyor. Bu arada cinsel özgürlükten dünya barışına, silahsızlanmadan pop-art’a, hatta modaya kadar geniş bir yelpazede söz söylemeyi de başarıyor.

Get me up high, teach me to fly / Electrify my life with starry lights (1)

Evrende silahsızlanmanın sağlandığı, barış içinde yaşamın sürdüğü 41. yüzyılda, ‘Pozitronik Işın’ın sırrını bilen bilim adamı Duran Duran (2) kaybolur. Evrendeki huzur dolu yaşamı tehdit eden bu durum karşısında Barbarella’nın görevi bilim adamını bulmak ve ışının yanlış kişilerin eline geçmesini engellemektir. Yolculuğu sırasında başı dertten kurtulmayan kahramanımız, kurtarıcılarına teşekkür etmek için bedenini kullanmaktan çekinmez.

Naif fanteziler, pornografinin sınırında gezen erotik çağrışımlar ve fütüristik tasarımlar, Barbarella’yı kült statüsüne taşıyan etkenlerin başında gelir. Kitsch görsellik, bariz bir utanmazlık ve aşırılık filmin tonunu oluşturur ve bu tonu, tabu olarak görülen cinselliğe, tutuculuğa saldırmak için kullanır. Biraz açmak gerekirse, çıplak erkekleri devasa bir fanusa yerleştirip ‘erkek esansı’ olarak sunan, kilise orglarına benzer bir ‘orgazm makinesi’ kullanılan, rüya odalarında zevk peşinde koşan kraliçeler barındıran ve her durumda çıplak kalmayı başaran Barbarella’nın hassas bir dengede ilerlediğini söyleyebiliriz. Filmi kült statüsüne taşıyan bir diğer nokta da, olay akışı ve diyalogların görsel yapıya paralel ucuzluğudur. Bir kahramandan çok, başını derde sokan haşarı bir kız imajı çizen, isterik halde yardım isteyen ve güzelliğini tüm evren ile paylaşan Barbarella’nın bir kahraman olmadığı aşikârdır. Bu açıdan çizgi roman uyarlamalarındaki güçlü başkarakter imajını da yerle bir eder. Diğer taraftan kadının bedenini sergileme ve istediği kişiyle sevişme özgürlüğü; bedenin utanç duyulacak, arzunun ise gizlenecek bir duygu olmadığı gerçeğinin ısrarla altını çizer. Genel algıyı provoke etmek için kullandığı tüm yapı bozumcu hamleler, ucuz bir aşırılık maskesi arkasına saklanmıştır.

Kült Bir Başkaldırı

Barbarella ‘68 kuşağının özgürlükçü varoluş çabalarının çizgi roman ve sinemadaki karşılıklarından biridir. Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkileri reddeden, “savaşma, seviş” diye haykıran kuşağın söylemini filmin absürt hikâyesi içerisinde bulmak mümkündür. “Neden bir insan silah keşfetmek istesin ki?” sorusunu sormasından birbirlerini “sevgi” sözcüğü ile selamlamalarına, iyiliğin gücüne inanmaya, savaşı ilkellik derecesinde sorumsuzluk olarak tanımlamaya ve tabii ki özgürce sevişmeye kadar Barbarella, çiçek çocuklara bir övgüdür. Tüm savaş söyleminin yıkımını kadınlarda bulması, filmin sonunda kadınların melek tarafından yüceltilmesi önemlidir. Ayrıca tüm sahnelerin LSD çağrışımları içermesi de gözden kaçmaz. Barbarella olağanüstü bir güzelliğin değişik varyasyonlar ile gösterilmesidir.

Camp bir cinsellik ile harmanlanmış, her durumun seksi çağrıştırdığı Barbarella’nın dünyasında yolculuk yapmak, geçen süre zarfında daha da değerleniyor: Filmde de söylendiği gibi: “Bazı şeyleri eskisi gibi yapmak her zaman daha iyidir.”

1) Yükseklere götür beni, Uçmayı öğret; Parlak ışıklar ile heyecanlandır. (Barbarella’nın açılış şarkısından; Barbarella, The Glitterhouse )
2) Ünlü İngiliz New Wave müzik grubu Duran Duran ismini filmin kötü karakterinden almıştır. Bunun dışında kült filme sayısız referanslar bulunmaktadır.

twitter.com/gok_gkhn

, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir