Plac Zabaw (2016): Şiddetin Sınırsızlığı

Plac Zabaw (2016): Şiddetin Sınırsızlığı

Share Button

Plac Zabaw (Oyun Alanı, Playground), çocuklar tarafından uygulanan şiddetin en soğukkanlı tarafını, çok büyük bir soğukkanlılıkla anlatan bir Polonya filmi. Benim için de, 36. İstanbul Film Festivali kapsamında izlediğim en çarpıcı ve izlemesi zor filmlerden.

Film, izleyiciye üç çocuk üzerinden aile, aşk ve şiddet kavramlarını sunuyor. Toplamda beş bölümden oluşan yapımda, sırasıyla bir kız iki oğlan çocuğunu kendi dünyalarında görüyoruz. Hepsinin aile yaşantısı farklı, hepsinin kendine ait problemleri var. Hepsi adı üstünde “çocuk”, izleyici yaptıkları “kötü” şeylere kulp uydurulabiliyor ya da kimse onlardan kötü bir şey yapmasını beklemiyor. Ama olaylar öyle ilerlemiyor.

Filmin ilk bölümü Gabrysia’a ait. Kilo ve özgüven problemleri yaşayan bir kız çocuğu. Hoşlandığı çocuğa açılmak için okulun popüler kızlarından birinin vereceği taktik ve yardımlar karşılığı para ödüyor. İkinci bölüm Szymek’in. Babası sakat, annesi sürekli çalıştığı için babasının kişisel bakımı ve temel ihtiyaçlarını karşılıyor. Bunları hiç gocunmadan, sessiz, sakin ve istekli sayılabilecek şekilde yapıyor ya da son anda babasını dövene kadar herkes böyle düşünüyor. Czarek karakteri ise, kalabalık sayılabilecek bir ailenin ortanca çocuğu. Küçük kardeşiyle aynı odayı paylaşmaktan rahatsız, geceleri onun ağlamasından kaynaklı uyuyamadığından şikayetçi. Filmin dördüncü bölümünde karakterler birleşiyor. Szymek ve Czarek’in arkadaş olduğunu ve Gabrysia’nın aşık olduğu kişinin Szymek olduğunu öğreniyoruz. Filmin burasına kadar sorunlu ama iyi kalpli, normal çocuklardan oluşan bir hikaye izlediğimizi sanıyoruz ama sonrasında işler değişiyor ve bir felakete dönüşüyor.

Filmde yer alan karakterlerin davranışlarının hiçbir temellendirilmesi yok. Bunun nedeni de çocuk olmaları. Karakterler aynı şekilde davranan yetişkinler olsaydı bir temellendirilmeye ihtiyaç duyulabilirdi ama çocuk oldukları için her şeyi yapabilirler diye düşünülmüş.

Gabrysia, Szymek’e ondan hoşlandığını onu zorla bir “randevuya” çağırarak itiraf ettiğinde ise olaylar başlıyor. Szymek ve Czarek, kızı pataklayıp bunları kayda alıyor. 13-14 yaşlarındaki iki çocuğun yapabileceklerinin sınırını gördüğünüzü düşünüyorsunuz o an. Fakat tek suçu onlardan birine aşık olan bir kız çocuğuna uygulanan şiddet ve cinsel taciz bu iki karakter için bir sınır değil; dahası da var. Filmin son bölümü ismiyle aynı adı taşıyan “oyun alanı”. Bu bölümde Szymek ve Czarek’in 2-3 yaşlarında bir çocuğu sebepsiz yere canice öldürüşünü izliyoruz. Bu sahne uzaktan çekilmiş ve tek açı kullanılmış, hatta o kadar uzak ki çocukların yüzü bile pek seçilmiyor. Bu sahneyi izlediğim an aklıma Irréversible’de ki meşhur tecavüz sahnesi geldi. İki sahnede de tek bir açıdan aktarılan vahşi bir olay var. Bu kullanımın nedeni aslında olaya değil, olayın nedenlerine ve olayı gerçekleştiren kişilere bakmamızı sağlamaya çalışmak. Ortada bir ölüm var, ama bu dramatik plastik makyajlarla, kanlı vahşet görüntüleriyle verilseydi 13-14 yaşlarında iki çocuğun soğukkanlılıkla bir bebeğe yapabileceklerinin bir sınırı olmayışına dikkat çekmiş olmayacaktı.

, , , , , , , , , ,

7 comments

  1. Kevork Benlioğlu

    O kadar güzel tanımlamışsınız ki akşam mesai çıkışında hemen sinemaya gideceğiz.

  2. Duygu

    Hayatında izlediğim en anlamsız şiddet unsuru içeren bir film.. gerçekten iğrenç izlemek manasiz çünkü sebepsiz bir şiddet!

  3. Taran

    Sebepsiz şiddet doğal değil tam tersine beyindeki fonksiyon bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan bir şeydir. Filmde bu kadar doğal ve normal ortaya çıkıyor olması ve sınırsız sorumsuzluk çok rahatsız ediciydi.

  4. Emrah

    Saçma sapan, hayatım boyunca seyrettiğim en kötü, rahatsız edici ve hiçbir sanatsal anlamı olmayan, hasta beyinlerin biraraya gelip yazıp çekmiş olduğu film. Sanırım kendi cocukluklarina dönmüş ve sırlarını açığa vurup vicdanlarini rahatlarmışlar. Zaman kaybı, iğrenç….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir