Konuk Yazar: Rana YÜRÜKER
Üç dakika aşka olan inancı tazelemek için yeterli bir süre. Dünya tatlısı bu kısa film kısacık bir üç dakika içerisinde tam olarak da bunu yapıyor. Zıt kutuplar birbirini çeker önermesinin bir kanıtı niteliğinde olan yapım, kaderin insanları ne kadar beklenmedik şekillerde bir araya getirdiğini çok sevimli bir hikayeyle gözler önüne seriyor.
Başı dertten kurtulmayan Şansız Jenkins ile dokunduğu her şeyi güzelleştiren Şanslı Lou’nun tanışma hikayesini konu alan film, capcanlı renkleri ve şirin karakter tasarımıyla ilk karesinden itibaren izleyiciyi çekiyor. Dünyaya bakışları ve karakter yapıları taban tabana zıtmış gibi gözüken bu iki insanın beklentilerinin birbiriyle örtüşmesi onları bir araya getiren nokta. Tabi birazcık da kader yardım ediyor. Bahtsızlıklardan sıkılmış olan Jenkins’in yüzüne Lou’yu görür görmez güneş doğuyor. Lou ve Jenkins karşılarına çıkan her türlü engele beraber karşı koyarak adeta birbirlerini tamamlıyorlar. Şansa ve şanssızlığa dair küçük nüanslarla bezenmiş olan film (Jenkins’in apartman numarası şanssız sayı olarak geçen 13 iken, Lou’nun apartman numarası şansıyla bilinen 7), kalpleri ısıtacak sevimli bir kısa.
Cineritüel’e yazıları ile katkıda bulunan konuk yazarlarımızın ortak hesabıdır.
